Elçin’in hayatında bunca “Ben” diyen insanın yanında Kemal’in ona yakın ve farklı gelmesi öyle doğal ki aslında. Herkesin Elçin’e neyi nasıl yapması gerektiği öğretmeye çalıştığı şu hayatta Kemal’in dönüp “Sen ne istiyorsun?” demesi Elçin’in kalbini çalması için yeter de artar bile. Ben Bora’nın Elçin’i sevdiğine de inanmıyorum açıkçası, daha ziyade yılların getirdiği bir alışkanlık gibi duruyor. Bir de Elçin’in kendisini terk etme ihtimalini gururuna yediremiyor bence. Zaten Bora’nın mahalleye adım atmasıyla birlikte gerilmeye başlayan o ip, bu hafta kopma noktasına geldi. Kemal’in kendisi için gerçekten sıkı bir rakip olduğunun farkına varan Bora, pençelerini çıkarmaya başladı. Bora, Arzu ile bir olduktan sonra bir iki entrika çevirir en fazla… Zaten o entrikalar da Kemal’i sallar ama yıkmaz. Altan da şu an Kemal için daha büyük bir tehlike olarak görünse bile ben hala kendisini Gülpare’ye yakıştırmakta ve “iyi” tarafa geçeceğini düşünmekteyim. Bu hikâyenin “kötü”sünün Altan olduğunu düşünmüyorum. Bu hikâyede “kötü” varsa bu Bora ve Arzu’dan başkası olamaz.
Gülpare demişken… Ruhumun Aynası’nda beş koca bölümü devirmiş olmamıza rağmen benim cevabını bulamadığım tek bir soru var: Gülpare gibi bir kadın niçin Cengiz gibi bir adamla birlikte? Bu adam sorumsuzun en önde bayrak sallayanı, yalancılar şampiyonu… Sürekli bir alavere dalavere halinde ve en önemlisi de sadece günü yaşıyor, geleceğe dair hiçbir planı ve düşüncesi yok. İnsanın hayat boyunca sırtını dayayabileceği bir adam değil ki Cengiz. İnsan hayal de kuracak elbet, düşleyecek fakat bunu yaparken bir ayağı da yere basacak. Cengiz gerçek hayatla ilgilenmiyor bile, kafasında kurduğu hayal dünyasında yaşıyor. Gülpare’ciğimin böylesi bir sorumsuzluğu gözlerinin görmemesi beni ziyadesiyle üzüyor. Aç gözlerini Gülpare… Altan’ı ancak sen adam edersin zaten, O’na doğru yanaş yavaştan… Olmaz mı?
Yine geciken Ruhumun Aynası yazısı için özürlerimi sunarım ve “Sakarlık başa bela!” diyerek de satırlarımı sonlandırırım. Sizin fikirlerinizi yok saymayacak, destek olduğunu sanarak dayandığınız duvarı yıkmaya çalışmayacak insanlarla karşılaşmanız dileğiyle...