Koca bir hafta bekledikten sonra 45 dakika boyunca elimize geçen, benim dizide en sevmediğim karakterlele dolu bir bölümdü. Evet, tam olarak Cami'den bahsediyorum. Biliyorum birçok insan Cami karakterinden hoşlanıyor ama ben hala dizideki vasfını pek anlayamayanlardanım. Ara roller ve sahneler için uygun olsa da koca bir bölümü tek bir karakterin üstüne yüklemek çok akıl karı olmayan bir hareketti bana göre. Sırası gelince bunlardan da bahsedeceğim ama bölümü şöyle bir incelemek istiyorum ilk olarak.
Açılışı Father Keiran ile yaptık. Kendisi dizide sevdiğim karakterlerden birisiydi. Allah rahmet eylesin. Kendisini aşırı dindarlıktan kaybettik. Bari giderken aile sırrınızı söyleyip gitseydin. Şimdi yine Camil'yi ve aile sırrının saklı olduğu kasa ya da artık neyse onu ararken göreceğiz. Düşünüyorum düşünüyorum bunun altından nasıl bir sır çıkabilir diye, aklım ermiyor vallahi.
Bölüm boyunca Keiran'a yapılan türlü eziyetleri izledik durduk. Marcel'in araması ile Klaus ilgisini tüm bölüm boyunca bu cepheye vermişti. Hem de kendi öz evladının annesinin yardım çağrısını reddedercesine. Ne diyelim, bu Klaus tam görev adamı maşalllah!
Keiran'a yapmadıkları tedavi kalmadı. Çözümü kendisine vampir kanı vermekte bulsalar da yapılan lanet o kadar güçlüymüş ki kurtulmasına yeterli olmadı ve ölümü Klaus'un ellerinden oldu. Gelecek bölüm kendisinin cenaze törenini izleyeceğiz diye düşünüyorum.
İlk yardımı sizden öğrenecek değiliz!
Kilisede tüm bunlar yaşanırken Bayou'da da kurtadamların başı beladaydı. Önceleri kimin gönderdiğini bilmediğimiz bir intihar bombacısının bataklığa gelip etrafı ateşe verdiğini gördük. Şöyle bir oturup kim kurtların evine ateşler salmak ister diye düşününce, Oliver'ın yardımı ile ilk aklımıza gelen Marcel oldu; ancak bunun da yanlış olduğunu ilerleyen dakikarlarda öğrendik.
Tabii, bunu öğrenen Hayley Marcel'i bulmak için Diago'nun yolunu tuttu. Bu Diago ne zaman bu kadar önemli bir konuma geldi onu da anlamadım. Ezik büzük bir tipti bu yahu! Lisede havalı kızların çantacısı misali Marcel'in, Klaus'un peşinde dolanan adam sanarsın olmuş bize New Orleans Kralı. Ağır ol da o güzel kabarık saçın inmesin Diago'cum!
Kilisede tüm bunlar yaşanırken Bayou'da da kurtadamların başı beladaydı. Önceleri kimin gönderdiğini bilmediğimiz bir intihar bombacısının bataklığa gelip etrafı ateşe verdiğini gördük. Şöyle bir oturup kim kurtların evine ateşler salmak ister diye düşününce, Oliver'ın yardımı ile ilk aklımıza gelen Marcel oldu; ancak bunun da yanlış olduğunu ilerleyen dakikarlarda öğrendik.
Tabii, bunu öğrenen Hayley Marcel'i bulmak için Diago'nun yolunu tuttu. Bu Diago ne zaman bu kadar önemli bir konuma geldi onu da anlamadım. Ezik büzük bir tipti bu yahu! Lisede havalı kızların çantacısı misali Marcel'in, Klaus'un peşinde dolanan adam sanarsın olmuş bize New Orleans Kralı. Ağır ol da o güzel kabarık saçın inmesin Diago'cum!
Ağır ol abi desinler!
Hayley'in hamile olduğu için size kraliçelik yapamayacağını düşünüyorsanız, çok büyük bir yanılgı içindesiniz demektir. Hayley'in bara girmesi ile Diago'yu alt etmesi bir oldu. Diago'dan Marcel'in yerini öğrenen Hayley, Marcel'in gizli mabedine gitmeye karar verdi ve yoldayken de Klaus'u aradı. Tam da her şey bu ikili arasında düzelebilir diyordum ki, bu yardım çağrısı Klaus tarafından ötelendi.
Ah benim benden 1000 yaş büyük evladım, sen ne zaman hatalarından ders çıkartmayı öğreneceksin? 18. bölümden Elijah'ın bir sözünü sana hatırlatmak istiyorum. " Hatalarından ders çıkartmadan hep aynı hatayı yapmak delilikten başka bir şey değildir!".
Hayley'in hamile olduğu için size kraliçelik yapamayacağını düşünüyorsanız, çok büyük bir yanılgı içindesiniz demektir. Hayley'in bara girmesi ile Diago'yu alt etmesi bir oldu. Diago'dan Marcel'in yerini öğrenen Hayley, Marcel'in gizli mabedine gitmeye karar verdi ve yoldayken de Klaus'u aradı. Tam da her şey bu ikili arasında düzelebilir diyordum ki, bu yardım çağrısı Klaus tarafından ötelendi.
Ah benim benden 1000 yaş büyük evladım, sen ne zaman hatalarından ders çıkartmayı öğreneceksin? 18. bölümden Elijah'ın bir sözünü sana hatırlatmak istiyorum. " Hatalarından ders çıkartmadan hep aynı hatayı yapmak delilikten başka bir şey değildir!".
Aradığınız kişi "şu anda" bebeğine babalık haricinde her şeyi yapmaktadır!
Hepimiz biliyoruz ki Klaus geçen bölüm Hayley'in yardıma ELijah'ı çağırmasına bozuldu. Bakın kıskandı demiyorum, bozuldu, içerledi. Bildiğiniz alındı yani. Klaus hep bebeğini ve Hayley'i Elijah'a kaptırmaktan korkarken, şimdi Hayley'den gelen , Marcel'e gününü gösterme teklifini, Cami ve Keiran ile olan durumundan dolayı "işim biter bitmez oradayım, sakın belaya bulaşma!" diyerek kibarca öteledi. Bütün bunları yapıyorsun sonra da Hayley beni takmıyor diye içerliyorsun. Kendi düşen ağlamaz Klaus. Şimdi bu kız Elijah ile de olsa, Jackson ile de olsa haklıdır. Bize söz söylemek düşmez.
Hayley Marcel'in yanına gidince, meğer Marcel de onu bekliyormuş. Haftalardır bu konuşmadan ilginç şeyler öğrenebileceğimizi düşünüyordum ki, öyle de oldu. Mağer Marcel Hayley'in ailesini çok yakından tanıyormuş. Hepimiz biliyoruz ki , Hayley'in ailesini lanetleyen Marcel'di. Tüm bu konuşmalar sırasında Marcel, Hayley'in tıpkı babası gibi sert mizaçta birisi olduğunu söyledi. Bu tabii Hayley'in ilgisini çekti ve ailesi hakkında sorular sormaya başladı. İlk soru ise, "Ailemi sen mi öldürdün? " oldu. Buraya kadar her şey olağandı ama bu soruya cevap biraz ilgimi çekmedi desem yalan olur.
Hepimiz biliyoruz ki Klaus geçen bölüm Hayley'in yardıma ELijah'ı çağırmasına bozuldu. Bakın kıskandı demiyorum, bozuldu, içerledi. Bildiğiniz alındı yani. Klaus hep bebeğini ve Hayley'i Elijah'a kaptırmaktan korkarken, şimdi Hayley'den gelen , Marcel'e gününü gösterme teklifini, Cami ve Keiran ile olan durumundan dolayı "işim biter bitmez oradayım, sakın belaya bulaşma!" diyerek kibarca öteledi. Bütün bunları yapıyorsun sonra da Hayley beni takmıyor diye içerliyorsun. Kendi düşen ağlamaz Klaus. Şimdi bu kız Elijah ile de olsa, Jackson ile de olsa haklıdır. Bize söz söylemek düşmez.
Hayley Marcel'in yanına gidince, meğer Marcel de onu bekliyormuş. Haftalardır bu konuşmadan ilginç şeyler öğrenebileceğimizi düşünüyordum ki, öyle de oldu. Mağer Marcel Hayley'in ailesini çok yakından tanıyormuş. Hepimiz biliyoruz ki , Hayley'in ailesini lanetleyen Marcel'di. Tüm bu konuşmalar sırasında Marcel, Hayley'in tıpkı babası gibi sert mizaçta birisi olduğunu söyledi. Bu tabii Hayley'in ilgisini çekti ve ailesi hakkında sorular sormaya başladı. İlk soru ise, "Ailemi sen mi öldürdün? " oldu. Buraya kadar her şey olağandı ama bu soruya cevap biraz ilgimi çekmedi desem yalan olur.
Gel şöyle iki çift laf edelim.
Meğer 90'lı yıllarda şehir bizim Hilal Kurtlarına aitmiş. Ancak çok düşmanları da varmış. Hatta en büyük düşmanları da yine kurtlarmış. Tüm bu güç savaşları sürerken en sonunda kendi klanlarından birisinin ihanetine uğramışlar. Buna bir son vermek isteyen Marcel, toplu katliam yapmak istemediği için hepsini lanetlemiş. Ancak minicik beşiğinde yatan Andre'yı görünce dayanamamış ve bebeği alıp Kieran'a vermiş. Sonrasını biliyoruz, evlatlık! Kısacası, Marcel Andrea'yı ölümden kurtarmış. Dizide Marcel'i bir bölüm kötü bir bölüm beyaz atlı prens gibi gösteriyorlar(!). Vallahi ben de şaşırdım. Ancak geçen hafta da yazdığım gibi Jackson ve klanına güvenmeyeceğimizi biliyordum. Gerçi Jackson konusunda yanılmışım ama klanı konusunda teoriyi tutturduk. Kesinlikle o klandan birisi Labonair ailesini satışa getirmiş.
Bir diğer büyük satış işlemimizi ise Oliver'dan gördük. Şu dizide bir Josh'un satışı bir de bu satış içime büyük dert oldu. Meğer Oliver, Vampirlerle ve cadılarla savaş istediği için kim olduğundan emin olmadığımız ama insanların temsilcisi olan Francesca ile anlaşma yaparak, Bayou'ya intihar bombacısı gönderilmesini sağlamış. Bunu ise yaralanan Eve'ye itiraf ederken öğrendik. Tabii, Eve öğrendi öğrenmesine ama Oliver'ı herkes öğrenirse neler olacağına dair uyarınca, Oliver kesti faturasını ve boğmak sureti ile canım Eve'yi öldürdü.
Meğer 90'lı yıllarda şehir bizim Hilal Kurtlarına aitmiş. Ancak çok düşmanları da varmış. Hatta en büyük düşmanları da yine kurtlarmış. Tüm bu güç savaşları sürerken en sonunda kendi klanlarından birisinin ihanetine uğramışlar. Buna bir son vermek isteyen Marcel, toplu katliam yapmak istemediği için hepsini lanetlemiş. Ancak minicik beşiğinde yatan Andre'yı görünce dayanamamış ve bebeği alıp Kieran'a vermiş. Sonrasını biliyoruz, evlatlık! Kısacası, Marcel Andrea'yı ölümden kurtarmış. Dizide Marcel'i bir bölüm kötü bir bölüm beyaz atlı prens gibi gösteriyorlar(!). Vallahi ben de şaşırdım. Ancak geçen hafta da yazdığım gibi Jackson ve klanına güvenmeyeceğimizi biliyordum. Gerçi Jackson konusunda yanılmışım ama klanı konusunda teoriyi tutturduk. Kesinlikle o klandan birisi Labonair ailesini satışa getirmiş.
Bir diğer büyük satış işlemimizi ise Oliver'dan gördük. Şu dizide bir Josh'un satışı bir de bu satış içime büyük dert oldu. Meğer Oliver, Vampirlerle ve cadılarla savaş istediği için kim olduğundan emin olmadığımız ama insanların temsilcisi olan Francesca ile anlaşma yaparak, Bayou'ya intihar bombacısı gönderilmesini sağlamış. Bunu ise yaralanan Eve'ye itiraf ederken öğrendik. Tabii, Eve öğrendi öğrenmesine ama Oliver'ı herkes öğrenirse neler olacağına dair uyarınca, Oliver kesti faturasını ve boğmak sureti ile canım Eve'yi öldürdü.
Nefes al , nefes ver!
Oysa bölümün başlarında Eve ve Hayley sahnesine bayılmıştım. Doğum için nefes hareketleri çalışan ve Klaus, babalık ve yalnız anne olmak hakkında konuşmaları, olaya Elijah dahil olana kadar çok tatlıydı. Ben yine de Eve'nin ölmüş olduğunu düşünmüyorum. Neden mi? Bölüm içerisinde yaralı olan Eve'ye kanını içirmeyi teklif eden Elijah'ı gördük ama Oliver'ın ani çıkışları ile teklif olduğu yerde kaldı. Lakin, orada Jackson ve Elijah'ın bakışları gerçekten imalıydı. Jackson sanki gözleri ile Elijah'a "Yap hadi!" diyordu. Bunun altından bir iş çıkacağını düşünüyorum. Eve uyanıp herkesi Oliver hakkında uyaracak ve kurtadamlar içinde yine bir savaş çıkacak. Bu arada Jackson'un da iyilerden olduğunu ben kendi adıma bu bölüm anladım. O ve klanından şüphelenmiştim ama asıl işin başı biraz Oliver'mış.
Eve konusunda ise, başından beri neden kurt lanetinden etkilenmediğini düşünüp duruyordum. Onun da cevabı varmış. Kimseyi öldürmediği için kurda hiç dönüşmemiş. Şimdi söylentilere göre eğer Elijah sayesinde vampir olursa ve birini öldürürse Hybrid olacağı yönünde. Hayırlısı be Eve! Sen kal dizide.
Bu sırada Cami ve Klaus ise Keiran'ın uyanmasını bekliyorlardı. Malum Hayley bombacının gelip ona saldırdığını söylediği için Klaus'un aklının bir tarafı da oradaydı. Gitme'yi teklif eden Klaus'a Cami'nin tepkisi " Biraz daha kal" oldu. Bu ilişkinin temelini anlayan beri gelsin. Aşk desem değil, arkadaşlık için ise fazla ağlaklık var. Ben çözemedim. Cami kızım, biraz akıllı ol, bebek bekleyen adama gitme kal denilir mi? İşi var adamın belli ki. Bırak gitsin.
Klaus paçayı kiliseden kurtarır kurtarmaz soluğu Genevieve'in yanında aldı. Marcel'in bu intihar bombacısını yollamadığı anlaşılınca geriye kaldı insanlar ve cadılar. Malum biliyoruz cadılar bebeği öldürmek istiyor. Klaus da gidip hesabı Geneveive'ye kesti ama orada öğrendiği ise Cami'nin hala tehlikede olduğuydu. Yine döndük başa! Her şeyi olduğu gibi bırakan Klaus, kiliseye çok sevgili Cami'yi kurtarmaya geldi. Father Kieran'ı öldürmek sureti ile Cami'yi kurtardı kurtarmasına ama Cami'nin Marcel'in adını sayıklaması ile süper kahramanlık koltuğundan büyük bir hızla indi.
Bu arada bölüm sırasındaki Cami ve Keiran konuşmaları güzeldi. Duygusal sahneler izledik ama ağlayacak kadar değil. Bizim yerimize oyuncumuz Leah Pipes (Cami) bol bol ağladı. Keiran Cami'den aile sırlarını açacak olan anahtarı bulmasını ve onlara sahip çıkmasını istedi. Bu aile sırları da neymiş, çok merak ettim. Herhalde finale kadar öğreniriz.
Oysa bölümün başlarında Eve ve Hayley sahnesine bayılmıştım. Doğum için nefes hareketleri çalışan ve Klaus, babalık ve yalnız anne olmak hakkında konuşmaları, olaya Elijah dahil olana kadar çok tatlıydı. Ben yine de Eve'nin ölmüş olduğunu düşünmüyorum. Neden mi? Bölüm içerisinde yaralı olan Eve'ye kanını içirmeyi teklif eden Elijah'ı gördük ama Oliver'ın ani çıkışları ile teklif olduğu yerde kaldı. Lakin, orada Jackson ve Elijah'ın bakışları gerçekten imalıydı. Jackson sanki gözleri ile Elijah'a "Yap hadi!" diyordu. Bunun altından bir iş çıkacağını düşünüyorum. Eve uyanıp herkesi Oliver hakkında uyaracak ve kurtadamlar içinde yine bir savaş çıkacak. Bu arada Jackson'un da iyilerden olduğunu ben kendi adıma bu bölüm anladım. O ve klanından şüphelenmiştim ama asıl işin başı biraz Oliver'mış.
Eve konusunda ise, başından beri neden kurt lanetinden etkilenmediğini düşünüp duruyordum. Onun da cevabı varmış. Kimseyi öldürmediği için kurda hiç dönüşmemiş. Şimdi söylentilere göre eğer Elijah sayesinde vampir olursa ve birini öldürürse Hybrid olacağı yönünde. Hayırlısı be Eve! Sen kal dizide.
Bu sırada Cami ve Klaus ise Keiran'ın uyanmasını bekliyorlardı. Malum Hayley bombacının gelip ona saldırdığını söylediği için Klaus'un aklının bir tarafı da oradaydı. Gitme'yi teklif eden Klaus'a Cami'nin tepkisi " Biraz daha kal" oldu. Bu ilişkinin temelini anlayan beri gelsin. Aşk desem değil, arkadaşlık için ise fazla ağlaklık var. Ben çözemedim. Cami kızım, biraz akıllı ol, bebek bekleyen adama gitme kal denilir mi? İşi var adamın belli ki. Bırak gitsin.
Klaus paçayı kiliseden kurtarır kurtarmaz soluğu Genevieve'in yanında aldı. Marcel'in bu intihar bombacısını yollamadığı anlaşılınca geriye kaldı insanlar ve cadılar. Malum biliyoruz cadılar bebeği öldürmek istiyor. Klaus da gidip hesabı Geneveive'ye kesti ama orada öğrendiği ise Cami'nin hala tehlikede olduğuydu. Yine döndük başa! Her şeyi olduğu gibi bırakan Klaus, kiliseye çok sevgili Cami'yi kurtarmaya geldi. Father Kieran'ı öldürmek sureti ile Cami'yi kurtardı kurtarmasına ama Cami'nin Marcel'in adını sayıklaması ile süper kahramanlık koltuğundan büyük bir hızla indi.
Bu arada bölüm sırasındaki Cami ve Keiran konuşmaları güzeldi. Duygusal sahneler izledik ama ağlayacak kadar değil. Bizim yerimize oyuncumuz Leah Pipes (Cami) bol bol ağladı. Keiran Cami'den aile sırlarını açacak olan anahtarı bulmasını ve onlara sahip çıkmasını istedi. Bu aile sırları da neymiş, çok merak ettim. Herhalde finale kadar öğreniriz.
Sevmek, bazen vazgeçmektir!
Klaus'un Cami'yi rahatlatmak için Marcel'e 24 saatlik French Quarter'a gelme izni vermesi de güzel bir detaydı. Ayrıca Marcel'in Klaus'a kurtları öldürmek için bombacıyı ben göndermedim dediğinde, Klaus'un " Biliyorum, hiç düşünmedim zaten!" diye cevap vermesi de Klaus'un Marcel'i ne kadar iyi tanıdığını ve ilerde kızı için de ne kadar iyi bir baba olacağının göstergesiydi. Seviyoruz seni be babacık!
Son sahne ise yine benim heyecanlanmama neden oldu. Elijah'a hep şüpheyle yaklaşsam da Klaus ile ortaklıklarına bayılıyorum. Kim bayılmıyor ki? Barışın kalıcı olmadığını anlayan Elijah, bölüm boyunca Klaus'tan sakladığı annelerinin büyü defterini Klaus'a verdi ve kurtlarla -özellikle de Jackson ile- anlaşmasını devam ettirmesini istedi. Yani diğer barış anlaşması da burada biter. Artık Elijah, Klaus ve kurtları bir arada izleyeceğiz. Hayırlı olsun! Umarım tez zamanda Oliver'ın ihanet eden olduğunu anlarlar da olaylar dallanıp budaklanmadan çözülür.
Bölüm yorumumu bitirdikten sonra gelecek bölümle ilgili tüyoları ve türlü türlü haberleri vermeden olmaz. Gelecek bölümümüzün şanlı konuğu tabii ki Mikael babamız. Gelecek bölümde Klaus ve Hayley'i bebekleri hakkında aynı kabusları görürken izleyeceğiz. Doğruyu söylemek gerekirse aylardır bu sahneleri bekliyordum. Bebekleri için endişelenen Klaus ve Hayley. Gelecek bölümün bomba gibi olduğunu belirterek, sizi öncelikle yeni bölüm promosunu izlemeye davet ediyorum .
Eğer The Vampire Diaries izlemiyorsanız, gelecek bölümü izlemeden önce bilmemiz gereken bir kaç konu var bence. TVD izlemeyenler Aytaç Kara arkadaşımızın yaptığı 18. bölüm yorumunu okurlarsa belki ruhlar tarafında neler olduğunu az buçuk anlayabilirler. Ancak kısaca değinmek gerekirse ölülerin bulunduğu tarafta bazı işler yolunda gitmiyor ve o dünya parçalanmaya başlıyor. Anladığım kadarı ile de bizim ölmüş olan babamız Mikael, bundan yararlanarak Klaus'un ve Hayley'in başına büyük işler açmak için dönüyor.
Gelecek bölümü izlemeyi unutmayın. Sezonun, şu ana kadar izlediğimiz en iyi bölümü olacağının garantisini veriyorum.