Gelelim dizinin genel bir özetliyorumuna. Dizinin başında Kandemir gemi ile İstanbul’a gelirken, ekibimiz yani Karlos ve Ferdi ise bankada hırsızlık peşindeydi. Pardon “adaletli çalmak” peşindeydiler. Bu sahnelerde çok eğlendim. Çekimler ve karakterlerin tanıtımları çok samimi olmuştu.
Ekip bankaya kurguladıkları güzel bir planla geldiler ancak işler pek planladıkları gibi gitmedi. Parasını çalmak istedikleri “ zengin” kadın müşterinin son anda çıkan işleri yüzünden bankada yanlışlıkla, dizimizin bir diğer oyuncusu Derya’nın parasını çaldılar. Derya bunun farkına varınca, düştü bizimkilerin peşine ve işte her şey de bu noktada başladı. Bakın ki tesadüfe, Derya bizim ekibin kurtarmak için “adaletli çalma” yaptığı adamın kızı çıktı. Hoş ben bu konuda nedense şüpheliyim ya, neyse! Bilmem sizler ne dersiniz ama bence Derya’nın Kandemir ile bir alakası var ya da ben çok büyük yanılgılar içindeyim. Bunu da ilerleyen bölümlerde daha çok çözeceğiz inşallah.
Biri polis mi dedi?
Derya kendini soyan çetenin peşindeyken, dizimizin bir diğer “hoş” karakteri Ceyhun ile çarpıştılar. Eh buradan da bir aşk çıkacak gibi duruyor ancak platonik mi olur karşılıklı mı olur bilemeyiz çünkü Derya’nın Ferdi ile arasında da bariz bir çekim vardı ve bunu belli etmekten de çekinmediler. Bu da dizinin bir diğer merak konusu benim için. Umarım aşk üçgeninin dibine vurmazlar da bizim için keyifli bir seyir olur. Çünkü bu tür aşk hikayelerini kaldıracak bir dizi değil.
Çetemiz sonunda Kandemir ile buluştu ve yeni yerleşecekleri evi ve insanlara oyun oynayacakları yeni kimliklerini konuşurlarken bize de mahalledeki karakterleri tek tek tanıttılar. Mahallenin tüm karakterlerini beğendim ama en çok Şehriban benim favorim oldu. Zaten oyuncuyu Kayıp dizisinden beri çok severim. Burada da en sevdiğim karakterlerden biri haline geldi. Her hafta o tatlı gülüşü ve her mahalleden eksik olmayan tiplemesi ile tam bir kahkaha tufanı.
Derya kendini soyan çetenin peşindeyken, dizimizin bir diğer “hoş” karakteri Ceyhun ile çarpıştılar. Eh buradan da bir aşk çıkacak gibi duruyor ancak platonik mi olur karşılıklı mı olur bilemeyiz çünkü Derya’nın Ferdi ile arasında da bariz bir çekim vardı ve bunu belli etmekten de çekinmediler. Bu da dizinin bir diğer merak konusu benim için. Umarım aşk üçgeninin dibine vurmazlar da bizim için keyifli bir seyir olur. Çünkü bu tür aşk hikayelerini kaldıracak bir dizi değil.
Çetemiz sonunda Kandemir ile buluştu ve yeni yerleşecekleri evi ve insanlara oyun oynayacakları yeni kimliklerini konuşurlarken bize de mahalledeki karakterleri tek tek tanıttılar. Mahallenin tüm karakterlerini beğendim ama en çok Şehriban benim favorim oldu. Zaten oyuncuyu Kayıp dizisinden beri çok severim. Burada da en sevdiğim karakterlerden biri haline geldi. Her hafta o tatlı gülüşü ve her mahalleden eksik olmayan tiplemesi ile tam bir kahkaha tufanı.
“Adeletli Çalma” çetesi ile tanışın!
Kandemir, Karlos, Ferit ve Bahadır’dan oluşan ekibimiz, çetenin olmazsa olmaz üyesi Yaren’i bulmak için Yaren’in çalıştığı pavyona gittiler. Pavyonda çalışmaktan bıkan Yaren’in söylediği şarkı şimdiden dilimize dolanmadı mı? Benim dolandı. “Azrail’e benden bir bardak çay götür be garson!”.
Kendisi ile ilgilenen kayısı kralının masasına gitmek istemeyen Yaren kavga dövüş pavyondan ayrılırken, çetemizle karşılaştı ve onların planlarına ortak oldu. Derya ile kendisinin sahnelerini ve Karlos ile olası bir aşkını izlemek zevkli olacak.
Tüm olayları tek tek yazmak istemiyorum ama bölümün dönüm noktasını oluşturan sahnelerden bir tanesi, Derya ve Kandemir’in buluşması ve Kandemir’in Derya’ya babasını kurtarmak için bir planları olduğunu söyleme sahnesiydi. Kandemir bunları Derya’ya anlatırken, Derya'nın parasını çalan Ferdi ve Karlos'u görmesi ile kıyamet koptu. Derya çetemizi soyguncu, hırsız olmakla suçlayıp babasının yanına gitti ve babasının hastalığının ilerlediğini görüp, verdiği karardan cayıp Kandemir’i aradı. Ekibe yardım etmeye karar veren Derya, Kandemir ile çetesinin yalandan uydurduğu hikayeye ortak olmak istese de, Kandemir Derya’nın bu işe bulaşmasını, hayatını kurtaran Ali Rıza Kaptan’ın kızını kullanmak istemediği için reddetti. Ancak Derya onların peşini bırakmadı ve taşındıkları yeni evde onları buldu.
Ekinler dize kadar, Nevizade’ler geldi bize kadar!
Eve taşındıkları sahneden bahsetmedim ama gerçekten o da çok eğlenceli bir sahneydi. Tüm mahalle yıllardır boş olan Nevizade’lerin evinin dolacak olmasını bayramla, şenlikle kutluyorlardı. Bu samimiyet ve şenlik havası “adeletli çalma” yapacak olan çetemizin hiç işine gelmese de biz izleyicilere komik dakikalar izletecek orası ilk bölümden belli. Şehriban’a gülmemek elde değil! Zaten sadece gülüşü yeter…
Derya, çeteyi buldu demiştik ya evi de nereden bulduysa kapıya dayandı. Eh, mahalleliye de kendisini evin ikinci kızı olarak tanıtınca, kendisini ekibe kabul ettirdi ve ekipten onu kovmaları riskine karşı önlemini almış oldu.
Eve taşınma ve yeni dükkan açma telaşı içindeki ekip, tüm hızını kaybetmeden Türkiye’ye yeni gelen bir futbolcuyu gözlerine gestirmişlerdi bile. Hemen işe koyulan çetemiz, futbolcu için düzenlenen partiye gitmek için davetiyeyi Bahadır sayesinde elde ettiler.
Bu arada açtıkları Çin lokantasından bahsetmeye gerek var mı? Dizinin en çok güldüğüm sahnesi buydu şüphesiz. Kandemir ne kadar gözden uzak olmak istese de, çetenin geri kalan üyeleri, özellikle Karlos, Ferdi ve Bahadır buldukları fikirlerle bunu pek mümkün kılmadılar.
Kandemir, Karlos, Ferit ve Bahadır’dan oluşan ekibimiz, çetenin olmazsa olmaz üyesi Yaren’i bulmak için Yaren’in çalıştığı pavyona gittiler. Pavyonda çalışmaktan bıkan Yaren’in söylediği şarkı şimdiden dilimize dolanmadı mı? Benim dolandı. “Azrail’e benden bir bardak çay götür be garson!”.
Kendisi ile ilgilenen kayısı kralının masasına gitmek istemeyen Yaren kavga dövüş pavyondan ayrılırken, çetemizle karşılaştı ve onların planlarına ortak oldu. Derya ile kendisinin sahnelerini ve Karlos ile olası bir aşkını izlemek zevkli olacak.
Tüm olayları tek tek yazmak istemiyorum ama bölümün dönüm noktasını oluşturan sahnelerden bir tanesi, Derya ve Kandemir’in buluşması ve Kandemir’in Derya’ya babasını kurtarmak için bir planları olduğunu söyleme sahnesiydi. Kandemir bunları Derya’ya anlatırken, Derya'nın parasını çalan Ferdi ve Karlos'u görmesi ile kıyamet koptu. Derya çetemizi soyguncu, hırsız olmakla suçlayıp babasının yanına gitti ve babasının hastalığının ilerlediğini görüp, verdiği karardan cayıp Kandemir’i aradı. Ekibe yardım etmeye karar veren Derya, Kandemir ile çetesinin yalandan uydurduğu hikayeye ortak olmak istese de, Kandemir Derya’nın bu işe bulaşmasını, hayatını kurtaran Ali Rıza Kaptan’ın kızını kullanmak istemediği için reddetti. Ancak Derya onların peşini bırakmadı ve taşındıkları yeni evde onları buldu.
Ekinler dize kadar, Nevizade’ler geldi bize kadar!
Eve taşındıkları sahneden bahsetmedim ama gerçekten o da çok eğlenceli bir sahneydi. Tüm mahalle yıllardır boş olan Nevizade’lerin evinin dolacak olmasını bayramla, şenlikle kutluyorlardı. Bu samimiyet ve şenlik havası “adeletli çalma” yapacak olan çetemizin hiç işine gelmese de biz izleyicilere komik dakikalar izletecek orası ilk bölümden belli. Şehriban’a gülmemek elde değil! Zaten sadece gülüşü yeter…
Derya, çeteyi buldu demiştik ya evi de nereden bulduysa kapıya dayandı. Eh, mahalleliye de kendisini evin ikinci kızı olarak tanıtınca, kendisini ekibe kabul ettirdi ve ekipten onu kovmaları riskine karşı önlemini almış oldu.
Eve taşınma ve yeni dükkan açma telaşı içindeki ekip, tüm hızını kaybetmeden Türkiye’ye yeni gelen bir futbolcuyu gözlerine gestirmişlerdi bile. Hemen işe koyulan çetemiz, futbolcu için düzenlenen partiye gitmek için davetiyeyi Bahadır sayesinde elde ettiler.
Bu arada açtıkları Çin lokantasından bahsetmeye gerek var mı? Dizinin en çok güldüğüm sahnesi buydu şüphesiz. Kandemir ne kadar gözden uzak olmak istese de, çetenin geri kalan üyeleri, özellikle Karlos, Ferdi ve Bahadır buldukları fikirlerle bunu pek mümkün kılmadılar.
Hem çalarım hem oynarım!
Partiye gitmek için çeşitli yöntemlerle hazırlanan çete, akşam soluğu partide aldı ve türlü oyunlarla futbolcunun evine gidip kredi kartı bilgileri sayesinde, Ali Rıza kaptanı kurtarmak için gerekli olan 1 Milyonun 100 Bin TL’sini elde ettiler.
Parti çıkışında eve dönen çeteyi bekleyen ise mahallenin “sakız çalabileceğin bakkalı" Hayati’ydi. Sanırım Hayati bizimkilerin başına biraz bela olacak. Çünkü kendisi bizimkilerin Nevizade’lerden olmadıklarından haberdar ya da şüpheleniyor. Bu da dizimizin “adeletli çalma” sahnelerinin yanındaki bir diğer gerilim olacak.
Partiye gitmek için çeşitli yöntemlerle hazırlanan çete, akşam soluğu partide aldı ve türlü oyunlarla futbolcunun evine gidip kredi kartı bilgileri sayesinde, Ali Rıza kaptanı kurtarmak için gerekli olan 1 Milyonun 100 Bin TL’sini elde ettiler.
Parti çıkışında eve dönen çeteyi bekleyen ise mahallenin “sakız çalabileceğin bakkalı" Hayati’ydi. Sanırım Hayati bizimkilerin başına biraz bela olacak. Çünkü kendisi bizimkilerin Nevizade’lerden olmadıklarından haberdar ya da şüpheleniyor. Bu da dizimizin “adeletli çalma” sahnelerinin yanındaki bir diğer gerilim olacak.
Şehriban da benim gibi Ceyhun ile Derya’yı birbirine çok yakıştırdı!
Gelelim dizinin son sahnesine, Şehriban’ın evine akşam yemeğine davetli olan ailemizi bekleyen bir sürpriz vardı. Bu da tabii ki benim bir diğer içimin ısındığı karakter Ceyhun’un Şehriban’ın oğlu çıkmasıydı. Tabii, Ceyhun’un ne iş yaptığını bilmeyen çetemiz ve daha önce polis olduğunu söylemesine rağmen inanmayan Derya için tek sürpriz de bu değildi. Çetemizi en çok dara sokacak ve bizi de gerecek olan sürpriz Ceyhun’un ekibimizin tam da yan yana olmak istemeyeceği Hırsızlık Büro’da komiser olmasıydı!
Kısa bir yorum yazarım diye başladığım bu yazıyı tam üç sayfa yazmamdan anladım ki, ben bu diziyi beğendim. Bundan sonra bir aksilik çıkmazsa bu diziyi her hafta izlemek benim için büyük bir zevk olacak.
Bu arada, dizideki Hulusi Kentmen göndermesi ve anılması çok hoşuma gitti. Değinmemek büyük saygısızlık olur. Özlemişiz be!
Yazmama gerek var mı bilmiyorum ama tüm oyuncular gerçekten çok başarılıydı ancak Şebnem Bozuklu ve Zeynep Kankonde benim gözümde öne çıkan iki YILDIZ!
Gelelim dizinin son sahnesine, Şehriban’ın evine akşam yemeğine davetli olan ailemizi bekleyen bir sürpriz vardı. Bu da tabii ki benim bir diğer içimin ısındığı karakter Ceyhun’un Şehriban’ın oğlu çıkmasıydı. Tabii, Ceyhun’un ne iş yaptığını bilmeyen çetemiz ve daha önce polis olduğunu söylemesine rağmen inanmayan Derya için tek sürpriz de bu değildi. Çetemizi en çok dara sokacak ve bizi de gerecek olan sürpriz Ceyhun’un ekibimizin tam da yan yana olmak istemeyeceği Hırsızlık Büro’da komiser olmasıydı!
Kısa bir yorum yazarım diye başladığım bu yazıyı tam üç sayfa yazmamdan anladım ki, ben bu diziyi beğendim. Bundan sonra bir aksilik çıkmazsa bu diziyi her hafta izlemek benim için büyük bir zevk olacak.
Bu arada, dizideki Hulusi Kentmen göndermesi ve anılması çok hoşuma gitti. Değinmemek büyük saygısızlık olur. Özlemişiz be!
Yazmama gerek var mı bilmiyorum ama tüm oyuncular gerçekten çok başarılıydı ancak Şebnem Bozuklu ve Zeynep Kankonde benim gözümde öne çıkan iki YILDIZ!