Onuncu sezonun ikinci bölümü Smile daha önce Into the Forest of the Night bölümünün yazarı olan Frank Cotrell Boyce’un elinden çıkma. İlk seferine göre daha merak uyandıran ve keyifli bir bölüm izlediğimizi düşünüyorum. Belki de Capaldi’ye ısınmış olmamızın da etkisi vardır bunda!
Sevgili Doctor’umuza veda edeceğimiz bu bölüm hem adıyla hem de içeriğiyle onun karakterine ters düşen bir seyir izledi. Capaldi’nin Doctor’u gülmeyi pek sevmeyen, asabi, üzgün bir Doctor oldu hep. Güldüğü anlar çok nadirdi. Hep aklında sorular vardı. Smile işte tam da bunu silip atan, gülmeye zorlayan bir bölümdü. Bill’in karakterini ise tam olarak yansıttığını söylemek mümkün.
Yine bölümün başında Doctor’un kime, hangi amaçla verdiğini bilmediğimiz bir söz yüzünden dünyadan ayrılamadığı hikayesini dinledik. İçerik yine sıfır. Yine de Doctor, yeni yol arkadaşıyla maceraya atılma hevesindedir. Bill’e nereye gitmek istersin diye sorar. Bill de “geleceğe” der. Ve hikayemiz başlar.
İnsanların ilk kolonileştirdikleri gezegene düşer yolumuz. Ancak etrafta sadece robotlar vardır. Gerçi bölümün başında robotların katil olduklarını görüyoruz. Az çok da hikayenin nasıl ilerleyeceğini tahmin ediyoruz bu sayede. Hepsinin adı Vardy olan bu robot türü bir nevi yapay zekaya sahip. Amaçları mutlu bir gelecek yaratmaktır. Fakat zekaları geliştikçe bazı şeyleri yanlış anlarlar. Mesela yaşanılan ölümlerden sonra insanların üzülmesini hata olarak algılarlar ve bunun çözümünü insanları öldürmekte bulurlar.
Doctor ve Bill bu koloniye adımlarını attıklarında robotlar onlara birer broş verirler. Bu broşlar onların ruh hallerini gösteriyordur. Mutsuz hale geçtikleri anda öldürüleceklerdir. Doctor ilk andan itibaren durumdan huylanır. Bill ise anın tadını çıkarır. Doctor’un broşu aklı karışık hallerdeyken, Bill’in ki hep sırıtmaktadır. Elbette bir noktadan sonra Doctor durumu anlar ve buna müdahale etmek için harekete geçer. Ancak robotları kandırmanın tek yolu, istemeden de olsa yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturmaktır. Bir yandan da donmuş halde olan son insanları korumak zorundadır. Bir şekilde yolunu bulur ve olayları çözer. Artık herkes mutludur. Doctor yine insanlığı kurtarmıştır.
Smile bölümü için genelden bağımsız desek doğru olur herhalde. Yeni canavarlar, yeni bir ortam. Bir yandan da günümüzde hislerimizi emojilerle anlatmamıza dair taşlama diyebiliriz. Nasılsın? Üzgün surat ☹ misali…
Aşırı anlam yükleyebileceğim bir bölüm değil fakat sevdim. Basit finali dışında iyi bir kurgusu vardı. Umarım daha zorlayıcı, beyin yakan bölümler gelmeye başlar. Bir yandan da Bill’e yavaş yavaş ısınıyoruz. Onun tavrının Doctor’a ilham veren bir hali var açıkçası. Yani Doctor’u neşeli kılmayı başarıyor. Ama Clara gibi zeki değil mesela. Bazı şeyleri geç anlıyor. İlk bölümde de bununla ilgili işaretler vardı. Ama bir yerde Bill şöyle diyor. “Çok iyi bir öğretmensin.” Bana göre Bill’in bu hali günden güne farklı bir boyuta geçecek ve daha müdahaleci bir karakter olacak.