Cesaret büyük erdem. Edebiyata, sinemaya ve televizyona en çok konu olan belki de. Korkusuz kahramanın kötü adamları alt edişi yüzlerce yıllık bir hikâye. Cesaret, kötülüklere karşı savaşmak için gerekli elbette. Peki, başka neler için gerekli? Ezel’de Kerpeten Ali, Ezel herkesi tokat manyağı yaptıktan sonra bir laf eder: “Bu kolay, git evde çocuk bak yiyorsa.” Aile kurmak, İstanbul’u yönetmekten daha büyük cesaret gerektirir. Bunun gibi çok örnek var ilk bakışta akla gelmeyen cesaret örneği olarak. Newsroom da bu bölümünde kendince bir örnek verdi. Korktuğunu söyleyebilecek kadar cesur olmak gerekir bazen.
Geçtiğimiz bölümü Will’e muhabirler yemeği sırasında gelen mahkeme cepliyle sonlandırmıştık. Bu büyük şok yaratsa da Will’in o gece başka sorunları da vardı. Önce Pruit’le tanışması gerekiyordu, ACN’i satın alan kişiyle. Will ve MacKenzie, Pruit’le sorunsuz şekilde tanıştılar elbette ama Charlie hiçbir zaman sakin kalabilen biri olmadı. Pruit’le her konuşması bir başka kavgaya dönüşüyor. Bu sefer biraz daha mantık çerçevesinde konuşsa da Pruit hala bir hayalperest ve asıl hayalperestin Charlie olduğunu düşünüyor. İşte bu yüzden Charlie’nin büyük oynaması gerekiyordu ve oynadı da. Sloan’la birlikte ACN’i almak isteyecek yeni bir yatırımcı buldular. Ancak buldukları yatırımcı sadece başka bir iş için ACN’le dedikodu çıkarmakla yetinince mat oldular. Kanal artık Pruit’in ve önümüzdeki iki bölümde neler olacağını tahmin etmek imkânsız.
Will her gün davanın farklı bir aşamasıyla uğraşadursun MacKenzie’nin de haberi dört gün içinde yayına vermek gibi bir problemi vardı. Elbette haberi vermek için önce binlerce sayfalık gizli belgenin tamamının incelenmesi gerekiyordu ki haber yapıldığında kimlerin zarar göreceği iyice anlaşılsın. Bu inceleme sırasında Kundu’daki isyana sebep olan yanlış haberi yapan gazetecinin hala ülkede olduğunu ve çıkarılması gerektiğini fark ettiler. Milliyetçiliğin her türlüsünü saçma bulan bir insan olarak Newsroom’daki Amerikan Milliyetçiliği propagandalarını zaten sevmezdim ama daha da beter hale gelebileceğini tahmin etmiyordum. Don’un bakış açısı aynen şuydu: Kundu, El-Kaide’nin yeni üssü olmak üzereydi ve çıkan isyan El-Kaide’yi destekleyen bir hükümetin başa geçeceği seçimlerin ertelenmesini sağlamıştı. Terör örgütü orada güç kazansa Amerika birkaç sene sonra ülkeye girecek ve ölen insan sayısı 38’den fazla olacaktı. Zaten faşizme yatkın olan milliyetçiliği bir de böyle bir faydacı etik anlayışıyla birleştirdiğinizde bütün cinayetleri aklayabilirsiniz. Gerçekten korkunç.
Haber ekibi, Amerikan hükümeti için çalışan gazetecinin ülkeden çıkarılmasını beklerken MacKenzie gidip yine kaynakla konuştu. Ondan süreyi uzatmasını istedi. Onun yüzünden gazeteci ve ailesi zarar görürse önce işini bırakıp sonra da casus kadını ihbar edeceğini söyledi. MacKenzie’nin böyle bir olay yüzünden işini bırakacak kadar cesur olup olmadığını öğrenemedik çünkü sonunda gazeteci ailesiyle birlikte Kundu’dan çıkış yaptı. Tabii bunların hiç işe yaramaması hepsine gösterilen bir orta parmak gibi oldu. Pruit, ACN’i satın aldığı anlaşmayı imzalamadan önce haberin yayınlanmayacağı garantisini aldı. Çatlak olsa da Adalet Bakanlığı’nın açacağı ağır tazminat davalarının altına girmeyecek kadar zekiymiş en azından. Neal’ın kayıplara karışmasına neden olan, Will’i mahkemelerde uğraştıran, MacKenzie’nin bir casusla randevulaşmasına neden olan her şey boşunaymış meğerse. ACN haberi yapamadı, ancak kaynak kendisi bunu internete en kısa zamanda yükleyecektir.
Bir başka cesur kızımız da Hallie ama o kötü tarafta artık. Aslında her zaman oradaydı bence ama iyi rol yapıyordu. Carnevore’da çalışmaya başladığının ilk gününde sitede Will’in muhabirler yemeği hakkındaki görüşlerine karşın yemeğe gelmesi eleştirildi ki Will oraya sadece Pruit’le tanışmak için gitmişti. En kötü darbeyse birkaç gün sonra geldi. Sözde haber sitesinin patronu Hallie’den daha öznel şekilde haber yapmasını istedi ve Hallie orada Jim’le –Jim’in ismini Tim olarak değiştirerek- yaşadıklarını anlattı. Zaten sürekli tartışan ikili için bardağı taşıran damla da bu oldu. Jim sonunda yeni medya kızından kurtuldu. Finale sadece 2 bölüm kaldı ama Maggie’yle tekrar bir araya gelebilirler. Maggie ne kadar güçlense de Hallie kadar cesur değil ve Jim’den hala hoşlandığını itiraf edemiyor. Neyse ki birlikte olduğu etik profesörü bunu fark edip ona söyleyecek kadar cesurdu. Maggie hala Jim’e Hallie’yle konuşmasını öğütlüyor olabilir ama eninde sonunda o da cesur olacaktır.
Korkaklar da kazanabiliyor. Geçen bölümden beri insan kaynakları çalışanına sevgili olduklarını çaktırmamaya çalışan Sloan ve Don sonunda galip geldiler. Wyatt ikilinin sevgili olduklarına dair kanıta başından beri sahipti ancak ACN satıldığından zaten bu önemli değildi. Adam meğerse sadece eğleniyormuş. Sloan ve Don ilişkilerini ve işlerini korkaklıkla (Instagram’dan fotoğraf silmek zorunda kalmışlardı) da olsa koruyabildiler. Tabii ki cesaret büyük erdem yine de. Bunu sonunda Will de gösterebildi. Başından beri kendisinin hapse giremeyecek kadar ünlü olduğu saçmalığının arkasına sığınıp korkusuzmuş gibi görünen Will’in gözünü müstakbel eşi açtı. Bunca şeye MacKenzie’ye cesur görünmek için katlanan Will için asıl cesaret korktuğunu itiraf edebilmekti. Her şey biterken mahkeme kaynağının ismini vermediği için Will’i suçlu buldu ve tutuklamaya karar verdi.
Will hala büyük bir adam, hala ünlü biri ve hala mahkemenin öyle büyük bir ceza veremeyeceği kadar kendinden emin. Ama en önemlisi Newsroom’un son iki bölümüne girerken Will artık evli bir adam. MacKenzie’nin planladığı büyük düğündense Will hapse gitmeden hemen önce evlenmeyi teklif etmesiyle herkes bütün mahkemeyi unuttu. Buna biz de dâhiliz. Don ve Jim yüzükleri, Maggie çiçekleri, Sloan pastayı, Charlie müziği hallederken yapımcı ve sunucu onca yıllık sarsıntının ardından sonunda evliler. Ava Marie eşliğinde biten bölümün sonunda gördüğümüz şey elleri kelepçelenmiş Will’in binadan çıkışı olsa da artık umut var.