Ormanda mastürbasyon yapabileceği birilerini arayan Patrick’le açılan Looking, daha başlangıçta sarsıp şaşırttı beni. Hiç tanımadığı biriyle ormanda karşılaşıp, ismini bile bilmeden ona mastürbasyon yapmaya çalışması epey klişeydi aslında. Daha sonrasında telefonunun çalması ve mastürbasyonun yarım kalması ise komedilerin en büyüğü! Ama ana kuzusu Patrick telefonunu bile sessize almayı düşünemeyecek kadar acemi bu konularda.
Zaten birkaç dakika sonra arkadaşlarıyla sokakta yürürken anlıyoruz ki ot çekip böyle bir şeye cesaret edebilmiş.
Kirli sakallı arkadaşı Agustin, bıyıklı ve oldukça Türkiyeli bir tipe benzeyen diğer arkadaşı Dom ile beceriksiz mastürbasyon meselesini masaya yatırırken aslında üçünün de pek acınası olduğu yanılgısına kapılmamız isteniyor gibi görünüyor ama ilerleyen sahnelerde Agustin’e acımamızın ultra gereksiz bir duygu dalgası olduğunu fark edeceğiz. Çünkü Dom’un bir sevgilisi yoktur ve yaşı geçmiştir, Patrick’in ise en son sevgilisi onu düğününe davet edecek kadar umursamaz bir unutkanlığa ya da kıskandırma isteğine kapılmıştır. Hangisi daha sahici gelirse artık!
Bu arada dizinin de bu üç arkadaş üzerine kurulduğunu, onların aşk, seks, ayrılık, umutsuzluk, kıskançlık ve başarı ve başarısızlık hikâyelerini izleyeceğimizi anlıyoruz.
Derken sahne değişiyor ve sırasıyla Patrick’in, Dom’un ve Agustin’in ne iş yaptıklarını öğreniyoruz.
Metro her şey için idealdir!
Patrick, bir seviye tasarımcısı. Bilgisayar oyunlarında seviye tasarımları yapan biri yani. Ama şimdilik iş yerinde yalnızca arkadaşlık sitelerine baktığını, kendini uydurmaya çalıştığı birilerini aradığını görüyoruz. Profilleri kendine uydurmak konusunda ise oldukça başarılı görünüyor. En azından profilin sahibiyle tanışana kadar. Sitede bulup mesajlaştığı Benjamin ile ultra ‘heteroseksüel’ bir yer olan Press Club (Mengene Kulüp?)’ta buluştuklarında işler hiç de iyi gitmiyor. Birbirilerini tanımaya çalışırken Onkolog Benjamin, Patrick’i ormanda yatağa atmak için erkek arayan biri olarak tanıyacak ve öyle kabullenecek derken, herkes her zaman geniş davranmıyor dizide, Benjamin hesabı da bölüşüp gidiyor. Belki de Patrick’e en çok bu dokunuyor.
Agustin ise tasarımcı yamağı. Belki de şimdilik. Onu da üst üste onlarca sandalye, kapı ve pencereyi monte etmeye çalışırken görüyoruz. Sonrasında ise patronu sandığımız bir kadın yanında Scotty adında sevimli bir çocukla geliyor. Olay yerine Agustin’in sevgilisi Frank’in de intikal etmesiyle birlikte dizinin zirvesi yaşanıyor. Masum çocuk Scotty “Dövmemi görmek ister misiniz?” deyip tişörtünü kaldırınca Agustin ve Frank’le işi pişiriyorlar anında. Bir dövme bu kadar etkiliyse demek!
Dom’a gelince, sıra ona biraz geç geliyor, bıyıklı ve yaşı geçkin Dom bir restoranda garsonluk yapıyor. Kırkından sonra azmış olacak ki önüne gelenle yatma planları kurarken asıldığı garson çocuklardan birini yatağa atamayınca bölümün sonuna kadar o bunalım senin, bu bunalım benim dönüp duruyor. Sonundaysa kendisini terk edip gitmiş eski sevgilisini aramaya karar veriyor. Hem de eski sevgilisi olduğunu düşündüğümüz ev arkadaşı kıza aldırış etmeden. Dom, biseksüel mi yani?
Bunların üstüne Patrick’in eski sevgilisinin düğünüyse tuz biber ekiyor. Ultra gey gecede Patrick de –haklı olarak her eski sevgili gibi- bunalıma girince gözlerimiz Agustin’i arıyor. O mutlu değil miydi demeye kalmadan onun da sevgilisinden sinyaller alıyoruz, üçlü seksi beğenmemiş gibi, Agustin’e mesaj vermeye çalışan sorular soruyor.
Neyse ki bu kadar ajitasyon yüklü bir bölüm değil, ilk bölüm. Patrick bindiği metroda Richie adında biriyle tanışıyor da rahata eriyoruz biraz olsun. Yoksa umutsuzluk, umutsuzluk derken sonunu melodrama bağlayacaktı dizi. O büyük açılış sahnesine de böylesi umutsuz bir son yakışmazdı doğrusu.
Dom eski sevgilisini arıyor, Agustin sevgilisiyle fingirdeşiyor, Patrick metroda tanışıp önce reddettiği çocuğun ayağına kadar gidiyor ve bölüm bitiyor.
Peki, bunca gey birbirini nasıl tanıyor ve bu arada heteroseksüeller ne âlemde?
Looking hemen buna da cevap veriyor: Onları kim ne yapsın?
Patrick, bir seviye tasarımcısı. Bilgisayar oyunlarında seviye tasarımları yapan biri yani. Ama şimdilik iş yerinde yalnızca arkadaşlık sitelerine baktığını, kendini uydurmaya çalıştığı birilerini aradığını görüyoruz. Profilleri kendine uydurmak konusunda ise oldukça başarılı görünüyor. En azından profilin sahibiyle tanışana kadar. Sitede bulup mesajlaştığı Benjamin ile ultra ‘heteroseksüel’ bir yer olan Press Club (Mengene Kulüp?)’ta buluştuklarında işler hiç de iyi gitmiyor. Birbirilerini tanımaya çalışırken Onkolog Benjamin, Patrick’i ormanda yatağa atmak için erkek arayan biri olarak tanıyacak ve öyle kabullenecek derken, herkes her zaman geniş davranmıyor dizide, Benjamin hesabı da bölüşüp gidiyor. Belki de Patrick’e en çok bu dokunuyor.
Agustin ise tasarımcı yamağı. Belki de şimdilik. Onu da üst üste onlarca sandalye, kapı ve pencereyi monte etmeye çalışırken görüyoruz. Sonrasında ise patronu sandığımız bir kadın yanında Scotty adında sevimli bir çocukla geliyor. Olay yerine Agustin’in sevgilisi Frank’in de intikal etmesiyle birlikte dizinin zirvesi yaşanıyor. Masum çocuk Scotty “Dövmemi görmek ister misiniz?” deyip tişörtünü kaldırınca Agustin ve Frank’le işi pişiriyorlar anında. Bir dövme bu kadar etkiliyse demek!
Dom’a gelince, sıra ona biraz geç geliyor, bıyıklı ve yaşı geçkin Dom bir restoranda garsonluk yapıyor. Kırkından sonra azmış olacak ki önüne gelenle yatma planları kurarken asıldığı garson çocuklardan birini yatağa atamayınca bölümün sonuna kadar o bunalım senin, bu bunalım benim dönüp duruyor. Sonundaysa kendisini terk edip gitmiş eski sevgilisini aramaya karar veriyor. Hem de eski sevgilisi olduğunu düşündüğümüz ev arkadaşı kıza aldırış etmeden. Dom, biseksüel mi yani?
Bunların üstüne Patrick’in eski sevgilisinin düğünüyse tuz biber ekiyor. Ultra gey gecede Patrick de –haklı olarak her eski sevgili gibi- bunalıma girince gözlerimiz Agustin’i arıyor. O mutlu değil miydi demeye kalmadan onun da sevgilisinden sinyaller alıyoruz, üçlü seksi beğenmemiş gibi, Agustin’e mesaj vermeye çalışan sorular soruyor.
Neyse ki bu kadar ajitasyon yüklü bir bölüm değil, ilk bölüm. Patrick bindiği metroda Richie adında biriyle tanışıyor da rahata eriyoruz biraz olsun. Yoksa umutsuzluk, umutsuzluk derken sonunu melodrama bağlayacaktı dizi. O büyük açılış sahnesine de böylesi umutsuz bir son yakışmazdı doğrusu.
Dom eski sevgilisini arıyor, Agustin sevgilisiyle fingirdeşiyor, Patrick metroda tanışıp önce reddettiği çocuğun ayağına kadar gidiyor ve bölüm bitiyor.
Peki, bunca gey birbirini nasıl tanıyor ve bu arada heteroseksüeller ne âlemde?
Looking hemen buna da cevap veriyor: Onları kim ne yapsın?
