Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Buradayız Aşkım!
Sezon: 2 Bölüm: 2

Bildiğimiz Looking işte!

“Ne de olsa bıraktığımız yerde kalmıyor mu karakterler aradan geçen süre boyunca? En azından öyle hissetmiyor muyuz?” diyerek bitirmişim ilk sezonun son bölüm yazısını.

Yalan söylemeyeceğim, bu arada Looking’i kerelerce aldattım. Dizilerle değil, film ve romanlarla.

Şimdi sezon başladı, dönüyorum. Beni affeder mi?

Karakterler bıraktığımız gibi kaldı mı peki?

Hiç sanmıyorum!

Şunu da belirtmem gerekiyor: Bu yazı, iki süper bölüm birden formatında akacak. Demedi demeyin sonra.

Göl kıyısındaki evde sol baştan: Agustin, Patrick, Dom. (Agustin’in hırkası, o ne uyduruk ve aynı zamanda şahane bir şey öyle?)

Birinci Bölüm

Dediklerim bir bir çıktı diyeceğim.

Agustin, Patrick ve Dom hakkında yani.

Frank, Agustin’i terk etmiş.

Patrick, Richie tarafından terk edilmiş.

Dom, Lynn’i kapmış. Hatta öyle bir kapmış ki, Lynn’in ormanın derinliklerindeki evine gidip orada hafta sonu tatilini yapabiliyor arkadaşlarıyla. Agustin’in terk edilme travmasını tamir için geldikleri bu yer oldukça güzel. Hatta öyle güzel bir yer ki, ormanın içindeki bu yerin yanında göl var. Kanoyla göle atladığınızdaysa geylerle dolu bir kısma denk geliyorsunuz. Stranger by the Lake tarzında bir plaj, kumsal bekledim ama olmadı maalesef. Pek tabii ki öyle olmadığı için fena halde bozuldum. İnsan, daha önce karşılaştığı şeye denk gelmek istiyor çoğu zaman. Zaten birinin öldürüleceği de yoktu filmdeki gibi!

Efsanevi üçlü (artık üç adı da yazmaktan yoruluyor parmaklarım), akşam düzenlenen partiye davet ediliyor orada. Neyse ki tesadüf tesadüf üstüne biniyor da, biz de bir klişeyle ve sıkıcılıkla karşılaşıyoruz. Lynn’in göl kenarında bir orman evi var, tamam. Hadi o gölün de başka bir kenarında geylerle dolu kısım var, bunu da yedik. Bu geylerin parti düzenleyeceği güne nasıl denk düşüyor efsanevi üçlünün gidiş zamanı? Kaldı ki Lynn bu kısımdan hiç mi faydalanmadı, bir insan böyle bir yere ev yaptırır ya da oradan ev alırken neyi hesap eder? Lynn için buradan garip bir hikâye çıkabilir ilerde, kenara yazalım lütfen.

Partinin yol göstericisi perimiz efenim.

Partide fena halde uçan efsanevi üçlü, Patrick hariç kafamda soru işaretleri oluşturan kişilerle sevişiyor.

Dom, Lynn ile sevgiliyken bir başkasıyla, hem de Lynn’in evinde ve Lynn’e benzemeyen biriyle (yazarın burada vermeye çalıştığı mesaj: herkesin hoşlandığı belli bir tip yok mudur?) nasıl oluyor da sevişebiliyor? Mantık aramıyorum fakat üst üste binen Lynn karmaşası ile Dom’un ilişkisinin fazla süreceğini düşünmüyorum. Sonuçta herkes Ali değil, Ramazan’ını beklemeye, değil mi?

Agustin’in de hoşlandığı tipi anlamış değilim. Çok seviyorum onu. Delimsirek davranışlarına hayranım, önünde saygıyla eğilirim filan ama belirli bir erkek tipinden hoşlanmayıp başka sulara dalıp orada boy vermeye çalışması ilişkisinin neden bittiğini bir kez daha kanıtlayıp, altına imza bırakıyor. Agustin bu tavrından vazgeçmeli ya da uzun süreli birliktelik beklememeli. Fakat şunu da düşünmeden edemiyorum: Partide tanışıp gölde oynaştığı bear ile sevgili olma olasılığı da oldukça yüksek. Frank’ten sonra oldukça değişik bir durum. Bir de yaşadığı yere bağlı olarak Hıv olma durumu var bear’ın. Bana kalırsa, bu Agustin için hiçbir biçimde engel değil. Bilim adamları prezervatifi boşuna icat etmedi. Agustin’in de isteklerini, arzularını çözeceğim bu sezon, onu da not ediyorum.

Söz Patrick’e gelince ise en masum, en takıntılı ve en sadık olma ödülünü kendisine ultra önemli bir sahnede vermek istiyorum. Zira kafası dumanlanmış haliyle dahi Kevin’ı aradı, yanına çağırdı, gitti ormanda sevişti. Sahneyle ilgili detaylı yorum yapmak isterdim, hem de güzel bir çoksatar olabilirdi yorumumun kitabı fakat bunu yapmayacağım. Konumuza döneceğim. Ama Patrick’in de şu sorunu var: Richie’yle ilgili kafasında bitiremediği şeyler var. Onları çözmeden Kevin’la sağlıklı bir ilişkiye başlayamaz. Bana sorarsanız, Kevin’a koşsun zaten. Bunu ilk sezondan, Kevin’ın o kepçe kulaklarını ilk gördüğüm andan bu yana söylüyorum fakat olmuyor. Patrick’e dumanla mesaj göndermek gerekiyor sanırım. Dumanlanınca Richie düşüncesini kurşunladı, yerine Kevin geldi. Daha da gelsin. Ki gelecek bana kalırsa. Patrick’in kezbanlıkları yetti de arttı bile. Yeter yani. Yeter. Diyeceğim ama Kevin’ın sevgilisi bütün planları berbat ediyor. Bu arada o da tıpkı Dom gibi sevgilisi olduğu halde başka biriyle yatıyor, fakat Dom ve Agustin bunu duyunca epey şaşırıyorlar. Ne yani, Dom açık ilişki yaşıyor da Kevin yaşamıyor mu?

Sahiden, Dom ve ihtiyar sevgilisi Lynn açık bir ilişki mi yaşıyor? Besbelli yaşıyor.

 Patrick undorantısızca dumanlı kafası.

Tabii yazı bitmeden Dorris’e, birbirinden farklı üç erkeğin yanına düşüp yalnızlığında boğulan o kadına da değinmek istiyorum. Ona da yazık. Bu zamana kadar dertlerini dinledik, uzun zamanlı bir ilişkiye dalsın o da. Onun da geylerin arasında kalması yetti yani. Tamam, onlarla dolaşmaya ve o partiden öteki partiye koşmaya devam etsin. Ama yanında ya heteroseksüel erkek ya da lezbiyen olsun. Yalnızlığına deva bulsun. Günah. Ona da yazık değil mi?

Şunu da belirtmem gerekiyor bu bölümle ilgili: İlk sezonun, ilk bölümünü hatırlayan var mı? O da ormandan, ağaçlıktan yol alıyordu. Ağaç, orman ve diğerleri… İlk bölüm rüzgâr gibi geçti. 

İkinci Bölüm

Oyunlar üzerine bir işte çalışıyorsan, oyunlar heyecanlandırır tabii seni. Kevin und Patrick.

Kevin, adamı hasta eder.

Cidden.

Al Kevin’ı, vur Patrick’e. Çift olmalarına şaşmamalı.

Hem Patrick ile bir ilişki yaşıyor hem de bu ilişkinin duyulacağından korkuyor. İnsan, sonuçlarından korktuğu bir şeye başlayabilir fakat bu kadar da abartılmaz ki çocuk gibi. Sevgilisi olması bu ilişkinin sürmeyeceği anlamına gelmiyor ama duyulmasını da istemiyor. Tastamam saçmalık. Dom ve Lynn gibi açık bir ilişki yaşayabilir mesela. Göl kıyısındaki evde neler yaptığını, kimlerle yattığını filan da konuşabilecek pozisyona gelebilir.(Sahiden Lynn geniş geniş o soruları nasıl sordu allasen?) Ama Kevin, sevgilim de cebimde dursun, Patrick de benim olsun diyor. Bunu hatırladığım bir film var, hangisiydi çıkaramıyorum ama sonunda her şey ortaya çıkıyordu. Sevgili hızla uzaklaşıyor, “yasak aşk” yaşayan çift birleşiyordu. Burada da tamamıyla bu gerçekleşecek. Patrick ve Kevin gizliliği sürmek zorunda olmayan bir ilişkiye başlayacak. Tabii Patrick’in Hıv pozitif olduğunu düşünmesi göz ardı edildiğinde. Vücudunda çıkan lekeleri kafaya takan Patrick(şimdilik negatif çıktı test) ve Agustin’in gölde tanıştığı bear üzerinden Hiv konusu bu sezon epey irdelenecek gibi duruyor. Aman sonunda dizi Normal Heart’a dönmesin de, zira onun kıyısına yaklaşamaz nihayetinde. Herkes yerini bi’ bilsin önce.

Patrick’in Kevin ile ilişkisini Agustin ve Dom’a söylemesi ise pekiyi olmadı bu aşamada. Kevin duyulmasını istemiyor ve Agustin, böyle bir olayı herkese anlatabilecek genişlik ve rahatlıkta biri. Dom da zaten Doris ve Lynn’e söylemiş çoktan. Dedikodu, içinde “yasak aşk” varsa hele, yağ lekesi gibi münasebetsizce yayılır derler. Son derece doğru. Bu sır yeterince gizlenemiyor, sonra daha da yayılacak. Bekleyip kazanın nasıl kaynayacağını göreceğiz.

Dom ise hayalini kurmaktan asla vazgeçmeyeceği restoran açma girişimlerine bir yenisini daha ekliyor ve mekân peşinde koşuyor. Göl kıyısında ev sahibi olacak kadar zengin sevgilisi Lynn yardım ederse bu iş olur. Yoksa hayalleri hayal olur, Deniz Seki’nin dediği gibi. Zaten bu restoranın hayal olarak kalmasından ben dahi sıkıldım, gerçekleşsin artık.

Agustin’in, birinci bölümden ikinci bölüme kaçırdığım o fotoğrafı. Bir tarafı kıvrık dudağın alaycılığı, çekiciliği. 

Agustin, Frank’in ardından daha ne kadar dağıtacak son derece merak içerisindeyim. O bar benim, öteki de benim, sonraki da benim diye diye kullanmadık uyuşturucu bırakmayacak. Yatmadığı herif kalmayacak. Herkese kur yapmalar, herkesin sinyaline cevap vermeler. Kır dizini de otur Agustin, sen evinin erkeği olacak birisin! Otur resmini yap, heykelini yont, ne bileyim sanatçıyım diye de bu kadar dağıtma ama değil mi? Ya da sevgilim beni terk etti diye! Sen kaşındın beybi.

Tam Richie ortalarda yok, ne güzel diyecekken, bölümün sonuna yaklaşırken kafası dumanlı Agustin’i kaldırımdan toplayıp Patrick’in evine getirdi. Patrick de ona ölesiye yalvardı buluşmak için. Bu kısımda sinirlerim hoplamadı değil, zira Kevin’ı almış cebine koymuş, kendine âşık etmişken ve Richie ile de hiç uyuşmuyorken ne bu yalvarma halleri? Patrick, gerçekten sinir bozucu olabiliyor çoğu zaman.

Çoğu zaman.

Ve öyle zamanlarda onu “dövdürmek” geliyor içimden ve pek tabii ki bunu yapmıyorum.

Şiddet hiçbir şeyi çözmez kutsal sözü bir kenara, ben sakin biriyim.

Agustin’in beni sakinleştirdiği kadar. Diyelim.

Özlemişiz harbiden. Harbiden yani.

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR