Dördüncü bölümünü atlattığımız Günahkâr’ın bir yazısından daha merhabalar efendim. AB’de 24., Total’de 30. olan dizinin geleceği kadar karışık bir bölümü daha arkamızda bıraktığımızı düşünüyorum. Bölümün etiketi #ÇünküAşk seçim olarak güzel olmuş. Geçen bölümü intikam peşindeki Ali Yusuf’un Saliha’ya yaklaşması ve iskeledeki öpüşmenin aslında nasıl olduğuyla bırakmıştık; ertesi sabahından aldık yürüdük.
Bölümü ertesi sabahla açtığımızda telefon hikâyesine çabucak inanmayan Fikret Bey’i Aslıhan’a sözleriyle güzel bir çıkış yaparken bulduk. Adamın çıkışı düğüne ramak kala Aslıhan’ı tutuşturdu ve tekrardan Gökhan’dan yardım istedi. Bu Gökhan yardımlarının sonu nereye varacak, bu işin temizlemesi Ali Yusuf’a ne zaman kalacak merak ediyorum.
Ali Yusuf ve Saliha ise ertesi günü Yusuf’un evinde birisi koltukta, diğeri karşısında uyurken açmışlardı. Hatta Saliha uyanıp yüzüne doğru yaklaşmışken Ali Yusuf’un uyanması ve sonrasında dün geceyi konuşmaları güzel ve eğlenceli olduydu. Ali Yusuf “Benden uzak durman senin için daha iyi,” başlıklı bir konuşma yapsa da bunu göze alan Saliha, iş hayatındaki karmaşayı çözmek için harekete geçti.
Annesinden kalan fonları kullanarak işçilerin sorununu çözse de yine babasına yaranamadı tabii ama artık kanıksadım ben bu durumu. Adamın muhtemelen eski eşinden gelme bir durumdan dolayı Saliha’ya bir gıcığı var. Hatta belki de Saliha öz kızı bile değildir ama o kısmı şimdilik dursun. Saliha tekrardan eve döndü, bu da bir şeydir.
Aslıhan ise keyfini bozmayıp gelinlik provası işine girmişken nihayet olması gereken oldu ve onun da canı gerçek bir problemle sıkılmaya başladı: Kardeşi. Geçmişinin bir kısmını Fikret’ten saklayan, bu uğurda annesini hizmetçi yapan kadın, elbette kardeşinin ortaya çıkmasından hoşlanmadı. Bu nedenle malum 250.000 tekrardan ortaya çıktı ve annesiyle kardeşine göndermeye karar verdi. Buraya kadar aslında tamam, işler rayından sonra çıktı. Anne-kız konuşmasının kenarından geçen Ayşe’yi yanlış anlamadıysam kezzapla tehdit eden Hatice, yetmedi oğlunu şişletmek için kendisini bu hale getiren adamın kapısına gitti. Sonrasında pişman oldu ama son pişmanlık fayda etmiyor. Bu arada öğrendik ki isteyince konuşabiliyormuş. Ne güzel…
Şişlenen kardeş hapisten kaçtı ve içindeki intikam duygusu daha da körüklendi. Ali Yusuf tarafından eski evlerinde tedavi edildikten sonra Aslıhan’ın evine Hatice’nin oğlu olarak gitti. O sırada Hatice’yi bir süreliğine evden gönderen Aslıhan da bu duruma haliyle oldukça şaşırdı. Oh iyi de oldu.
Bu bölümde Ali Yusuf vaka olarak bacağına makas saplanmış bir adamı tedavi etti. Orada açıkça söylenmese de meğerse adam uyuşturucu satıcısıymış ve başka bir bölgeye musallat olunca devamı hoş olmamış. İkinci seferdeyse bu sefer ölen oldu ve ‘tabii ki’ masum taraf olan oğlan oldu. Annenin feryadı acıklıydı ama yukarıdaki günah yazmasın, bana o ambulansındurdurulup da çocuğun öldürülmesi sahnesinde gülme geldi. Vallahi şaşıramadım. Oğlana yazık oldu ama yaşadığımız devrin de maşallahı varmış. Ambulansta kalbi falan dursa da olurdu hani… Bu karmaşanın güzel tarafı Sado ve Saliha’nın tanışması olsa gerek. Bu tanışmanın devamını görelim mümkünse.
Gelelim asıl konuya. Bölümün etiketi Çünkü Aşk’tı ama benim aklıma takılan Bu Nasıl Aşk’tı. İntikam için yola çıkan Ali Yusuf herhalde bir buna çalışmıyor. Aklı fikri Aslıhan’da ama olması gerektiği gibi değil. Tamam, kadının boğazına yapışsın demiyorum ama böyle de bir acayip oluyor. Saliha’ya yaptığı araba jesti kendi açısından ve erkek kafasıyla güzeldi ama babasız ayakta durmaya çalışan Saliha’nın kabul etmek istememesi kadar doğal bir şey yok. Dolayısıyla kıza orada ve sonrasında posta koyması bir miktar saçma oldu.
Daha ne yapsın bu kız bilemedim ben…
Abisiyle iş birliğinde olduğunu sandığı için kendisini dövdüren, kardeşiyle ülkeyi terk ettirtmek isteyen paragöz Aslıhan’a karşı yumuşaması ve yelkenleri indirmesi kaç saat sürdü? Anladım aşıksın, kızı bölüm sonunda o halde gördüğünde dön arkanı git de demiyorum da bu kadar aşık olmasan sanki daha iyi olur. Bazen de kalple değil beyinle düşünmek lazım. Beyin güzel organ. Yan yana iyi duruyorlar ama bence Saliha bu adama fazla biraz. Ayrıca Halil ve Ela’nın imkânsızını izlemek bile Aslıhan-Ali Yusuf’tan daha güzel oluyor.Sahi o Halil’i acaba kim vurdu? İnsan merak ediyor hani.
Hatice, hayırsız oğlu, Aslıhan, Ali Yusuf, Saliha, Gökhan. Sanırım bahsetmediğim karakter ve olay kalmadı. Tuna bu bölümde yine yoktu zaten. Tabii bir de Sado var, onu da çok atlamayalım. Ali Yusuf’u kendisine bağlamanın elbet bir yolunu bulacaktır. Zaten Fikret Tezhanlı konusunu da sanıyorum daha halletmediler.
Böylece geldik 105 dakikalık bölümün sonuna. Geçerli bir nedenden bölümü yayın zamanı değil ama ertesi gün FOX’un sitesinden izlesem de ana kadronun katıldığı Çarşamba gecesi 00:00’dakiBurada Laf Çok programı izledim. Açıkçası güzel ve hatta sanıyorum bölümden daha güzel bir program oluverdi.
Neyse şimdilik yeter bu kadar. Haftaya görüşürüz artık…
Haberiniz olsun: Geçtiğimiz hafta içinde dizide Fikret Tezhanlı’yı canlandıran Alper Kut’un ilerleyen bölümlerde Aslıhan ve Gökhan işbirliği sonucunda ölüme terk edilip diziden ayrılacağına dair bir haber çıktı. Oyuncu kendisi diziden ayrılsa anlarım, kabul adamın kalbi de iyi değil ama yine de sızması geleceğe dair bence iyi olmamış. Artık nikâh olacak mı diye merak edemiyorum mesela. Nikâh olmadan Aslıhan ve Gökhan adamı ölüme terk edecek değil herhalde… Bekleyip görelim bakalım.