Geçen haftanın müthiş finalinden sonra tansiyonu ve gerilimi oldukça yüksek bir bölüm izledik. Hüseyin’in öğrendiğini fragmanlarda gayet net görmüştük. Ben bunun tam yerinde verilmiş bir karar olduğunu düşünüyorum. Hüseyin ve Hülya’nın abi-kardeş bağı çok güzel olsa da bunu ilk öğrenen Hüseyin olmalıydı… Öğrendiğinde de verdiği tepki tam da Hüseyin’in karakterine uygun olan tepkiydi. Hüseyin tabii ki bunu hazmedemez, tabii ki kabul edemez çünkü Hüseyin karakter olarak naif ve duygusal bir adam. Sinirlendiğinde ne kadar ters olduğunu gördük görmesine ama bu onun karakterinin özünü bilmemize engel değil. Bölüm boyunca Hüseyin’in ters ve kindar bakışlarına maruz kaldık ve ha söyledi ha söyleyecek derken Hülya ile birlikte biz de diken üstünde oturduk. Resmen kızı yiyecekmiş gibi bakmadı mı? Olsun yine de kendine yakışanı yapıyor. Hemencecik hazmetseydi, hemencecik affetseydi Hülya’yı, bu izlediğimiz gerçek olur muydu? Ayrıca unutmamamız gereken bir gerçek var ki; Hüseyin gerçek babayiğitliğini konuşturup Hülya ve Memo için Kerim’in aklına gelmeyen şeyi yaptı; özel korumalar da tuttu...
Yine de bu süreçte Kerim’e hayran olmamak elde miydi arkadaşlar? Hülya’yı sahiplenişini, abisini de kırmak istemeyişini, olacak olan felaketleri engellemeye çalışmasını, bu durumu kendi de dediği üzere oldukça dikkatli bir şekilde yürütmeye çalışmasını resmen hayranlıkla izledik… Gerçek bir aile olduklarını en iyi bu bölüm kanıtladılar bana göre. Hülya’yı sakinleştirirken devamlı “Tamam mı bir tanem?” diyerek saçlarını okşaması… İzleyenleri resmen mest etti.
Zeynep yine ne yaptı ne etti ortalığı karıştırmayı becerdi. Kadının gözünü resmen hırs bürümüş. Bir insan bu kadar da kötü düşünceli olabilir mi ya? Pes etmedi resmen! Mahir’in de dediği gibi gerçekten bu dünya sadece kötülere mi güzel? Cem denen o karakteri bozuk insana zaten tek kelime bile yazmak istemiyorum… Artık Hülya’nın geçmişini az çok hepimiz tahmin ediyoruz. Mahinur Ergun olayları tamamen açık açık söylemeden bizim tahmin etmemize izin verdiği için bile diğer senaristlerden ayrılıyor bana göre. Cem’i Kerim’e kalmadan Hüseyin’in öldürecek olması da bölüm açısından güzel bir ironi oldu.
Melek’e gelince, Melek’in dingin ve huzurlu sahneleri beni çok etkiliyor. Hüseyin de ondaki huzura vurulmadı mı zaten? Melek de Kaya’yı hemen affetseydi bildiğimiz Melek olabilir miydi? Tabii ki gönlü razı gelmeyecekti, görecekti ama hemen “Aa Kaya hastalanmış, aman Allah’ım!” diyecek hali de yoktu. Bu arada lütfen Kaya ölmesin! Onu daha çok görmek istiyoruz…
Cevher ailesinde ise Ramazan ne güzel geçiyormuş öyle… Sahurlar, iftarlar amman aman bol şenlikli, bol kahkahalı, bol neşeli… Herkesin o an orada oturup Cevher’lerle yemek yemek isteyeceği bir sofra. Bu kadar Ramazan telaşının arasında da olsa Bayram Bey’den birşey kaçar mı? Ki zaten Hüseyin’in bakışları kaçırılmayacak gibi değildi… Herkesin anlaması lazımdı ya, bu da evin hanımlarının azıcık saflığından kaynaklanıyor sanırım. Bayram çok sıkıştırdı ama bir türlü anlayamadı olayı. Bakalım bu işin peşini bırakacak mı?
Bir Filiz, bir Nurgül nelere sebep oldu görüyor musunuz? Hülya kötü bir karakter olabilir ama o çocuk da ona gökten zembille inmedi, onu almak için bayağı bir uğraş verdi. Tamam verdiği uğraş kendi içindi ama o Memo’yu kendi oğlu gibi bağrına bastı. Oğluna karşı tek bir hareketinde bile yapmacıklık yok Hülya’nın, tamamen doğal… Filiz’e kalsaydı şimdiye Memo’yu kim görebilirdi? Hüseyin, Melek ile konuştuktan sonra hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak ağır bir tokat yedi. Hülya ve Melek’in açısından haketti ama bizim ve Hüseyin’in açısından bakarsak da ne yapsın adam? Sanki biliyor gerçekleri… O da kendini kandırılmış hissetti! Tokat atmadan da halledebilirdiniz Melek’çiğim… Adam zaten bölüm boyunca yangın yeriydi, şimdi iyice aldı gazı gidip öldürecek Cem’i…
Ne dersiniz? Sizce de o silah gerçekten Cem’in üzerine mi patlayacak? Patlasa da sonuna kadar haketti ama biz Hüseyin’e üzülürüz.
Bu yükü taşıyamazsın Hüseyin, katil olma Hüseyin, bize lazımsın Hüseyin…