Yiaaa şu emojilerden bir kaçını gerçek edemiyor muyuz? N’olur! Mesela ben şu an gözlerimden kalpler çıksın istiyorum. O, yana doğru çakkıdı çakkıdı yapan kırmızı elbiseli abla gibi dans etmek istiyorum. Dizideki bütün çiftler bozulmuş olabilir ama ben Sefer’le Sema’dan oralara gelemiyorum, sadece şu paragraf için geçerli olan bir pabucu dama fırlatma yapacağım çok özür diliyorum Poyraz-Ayşegül ve Zülfikar-Meltem tekliklerim. “Senin o sakallarından tutar, süreklerim yalnız ben seni Göztepe yokuşlarında Sefer!” diye çirkefleşiyordum, daha cümle bitmeden portakal göründü. Allah’ım yemin ediyorum şu an, kanım canım barışmış da, evlenecek gibi mutluyum yani. On numara beş yıldız olmuş, kaç hafta bekleyip, Dafne’lere sabır etmemize filan hep değmiş. Çok güzel hareketler bunlar dabadabadapdap. Yalnız tatlım Sema, çok çabuk yedin numaraları ya. Yani avukatsın sen. Sen meyhanede meyve tabağı göndermiş adamları bir bakışla hafızaya alıp, rezil etmiş kadınsın. Adam parmağını kesti kızım senin için, senin yüzünden hiç bakar mı Dafne’lere!! Dafne’ye de bir helal olsun diyelim canım, hakkaniyetli kızmış şimdi. Neyse, burada Sezar’ın hakkı Sezar’a level’ını başarıyla tamamladığımıza göre geçelim bölüm başına.
Kim lan bu Adil Topal? Kiiiiiiiiiimmmm??? Kafamı televizyona sokacağım artık ve çok ciddiyim! Kendimi Buz Devri’ndeki palamutun peşinde koşan sincap gibi hissediyorum. Tam aha yakaladım dediğim anda, ellerimden kayıp gidiyor ve ben umutsuzca hala peşindeyim. Dudaklarını sarkıtan emoji var mıydı? Yoksa da var olduğunu hayal edip, alın buraya bir iki tane.
Dillendirip yazmaya fırsatım olmadı malum ortalık epey karışıktı. Ama alttan alttan kemiriyordu beni; ‘İstihbarat vardı bir istihbarat. Torununa yemek yediren minnoş babaannenin altından, Poyraz’a posta koyan bir alaycı kuş çıktıydı hani, nerede nerede?’ diye. Al sana nerede? Burada! İsmail Karayel çöktü. Babalık mevzusunda kafalar epey karışmıştı, ben demiştim ki kan grubu kartı evet, DNA testi evet, ama Poyraz vurduğunda çok içtendi o ‘baba’ deyişleri. Orada da fake atmışlar ya. İsmail vurulmamış, istihbarat girmiş işin içine. Şu an için Adil, kükreyen aslandan yavru kedi kıvamına gelmiş durumda, böyle mi gider, hiç sanmıyorum. -Ben Adil yazıyorum siz İsmail anlayın tabii onu, zamanla düzelecek o, ben kabul etsem ellerim etmiyor İsmail’in Adil olmadığını.- Böyle derindeeen, minik minik bir ses geliyor duyuyor musunuz? ‘Karışacaaaak, ortalık daha çok karışacak!’ Hele Selin’in babası Turgut da çıksın ortaya, kördüğüm olacak oralar hep.