Bir Avatar serisinin daha sonuna geldik. Büyük umutlarla ve heyecanlarla başladığımız The Legend of Korra geride bıraktığı dört sezonuyla sevenlerini ve takipçilerini pek de tatmin etmedi diyebiliriz. Bunda en büyük etken elbette Avatar Aand gibi bir hikâyenin önümüzde duruyor olmasıydı. Aang’in ölümüyle birlikte yeni Avatar olan Korra’nın olgunlaşması ve her sezon yeni zorluklarla mücadele etmesini izledik.
Korra’nın olgunlaşmasının son evresini ise dördüncü sezonda görmüş olduk. Dört sezonda neler oldu? Korra ilke sezonda Cumhuriyet Şehri’ne gelerek hava bükmeyi öğrendi. Bu sırada zorlu bir düşmanı vardı. Bu zorlu düşman Amon’du ve insanların bükme yeteneklerini alabilme gücüne sahipti. Oysa sadece Avatar’da olabilecek bu güce Amon nasıl sahipti! Tamamen kan bükebilmede ustalaşmış biri olmasına borçluydu. Korra bir şekilde düşmanını alt etmeyi başardı.
İkinci sezon biraz daha farklıydı. Özellikle Tenzin’in baskısından bunalan ve ona iyi bir yol gösterici olamadığını düşünen Korra çareyi amcasının yanına sığınarak buldu. Fakat amcasının amaçları bambaşkaydı ve sezonun ilerleyen bölümlerinde onunla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu mücadele Korra’nın geçmiş Avatar ruhlarıyla olan bağını kaybetmesine neden oldu. Yine de amcasıyla olan mücadeleyi kazandı ve açıklan ruh portallarını kapatmamayı tercih etti.
Üçüncü sezon ise bu ruh portallarının dünya üzerindeki etkileriyle başladı. Yeryüzünden Aang zamanından hatırlayacağımız üzere silinen hava bükücüler aniden ortaya çıktı. Derin öğretileri ve yaşam tarzları olan bu bükücüler sadece Aang’in soyundan ilerliyorlardı fakat portallar dünyaya denge getirmek adına bükücü olmayan insanlara böyle bir yetenek bahşetti. Ne yazık ki bu yeteneğe Zaheer adlı suç makinesi de sahip oldu. Anarşi ve kaostan beslenen bu kişi Korra’yı ve Avatar ruhunu sonsuza kadar yok edip dünyaya denge getirmenin peşindeydi. Bütün sezon boyunca Korra’nın peşinde koşturmacasını izledik. Nihayet sonunda onu ele geçirdi fakat Avatar karşısında başarılı olamadı.
Dördüncü ve son sezon ise Korra’nın kendisini arayışına tanıklık ettik. Zaheer tarafından zehirlenen Korra tam anlamıyla arzuladığı şekilde hareket edemiyor, güçlerini kullanamıyordu. Bu konuda eskilerden birinin büyük yardımı oldu. O kişi de herkesi heyecanlandıran Toph’tan başkası değildi. Vücudundaki zehri çıkardı fakat zihnindeki Zaheer’i silemedi sevgili Korra. Bir yandan da Kuvira, Zaheer’in Toprak Kraliçesi’ni öldürmesinden doğan boşlukla yeniden krallığı inşa edip, dünyaya hükmetme çabasındaydı. Fakat karşısında onu durdurabilecek hiçbir güç yoktu.
İki bölümlük finale kadar da Kuvira’nın ne kadar güçlü olduğunu izledik. Korra ve diğerleri çaresizce ona karşı koymaya çalıştılar. 11. Bölümde Kuvira Cumhuriyet Şehri’nin kapısına dayanmış şehri ele geçirmişti. Fakat Korra ve diğerlerinin pes etmeye niyetleri yoktu. Kuvira’nın devasa robotuna karşı herkes birlikte hareket ederek onu alt etmenin yollarını aradılar ve beklenildiği gibi de başarılı oldular.
Açıkçası final üzerine daha fazla yazılacak bir şey yok. Seri sona erdi ve çok da keyif aldığım söylenemez. Ama yine de Korra’yı verdiği mücadeleden ötürü tebrik ediyorum. (Gülümsemeler) Asıl ilginç olan ise final sahnesiydi. Kuvira, Korra’yı alt ettiği sırada Cumhuriyet Şehri’nin ortasında yeni bir ruh geçidi oluşmasına vesile oldu. Bu aslına bakılırsa Avatar dünyası için büyük bir olay. Korra gerçekten de çok kısa bir sürede dünyada büyük şeyler yaptı. En azından yapmaya çalıştı.
Finalde yaşanan neydi? Açıkçası bir çizgi dizide görmeyi beklemediğim tarz bir final oldu. Aşk kokulu, hafif LGBTİ’ye kayan tarzda. Garip gelse de yadırgamadım. Korra ve Asami’nin son sahnesi tam anlamıyla aşk kokuyordu. Ki onaylayamadığım kaynaklar, yazarların da ikisi arasında bir aşk olduğunu söylediğini yazıyor. Ne kadar doğru bilinmez. Ama el ele bir yolculuğa çıkan ikili bu serinin sonunu getirdi. Efsane bir final olmadı ama aykırı olduğu kesin. Şimdi yenisi olur mu? Aang dönemine geri dönerler mi bilinmez. Ama iyi ama kötü özleyeceğimiz kesin.