Her konuşmalarının sonu tartışmayla ve gözyaşıyla bittikten sonra terapist Callie ve Arizona’ya ilişkilerine ara vermeyi düşünüp düşünmediklerini sordu,bir nevi önerdi hatta. O sahnede yine çok üzüldüm çünkü Arizona’nın bu fikirle gözleri parlarken,ah yavrum Callie panik oldu,ayrılmayalım,öyle olmasın diyip durdu. Güya ilişkileri iyi olsun diye bu fikri onayladı Arizona ama gözlerindeki o rahatlama anını hepimiz gördük bize yediremez yani.
Bunun sonunda terapist 30 günlük bir ara vermelerini söyledi ve hatta bazı kurallar koydu. Şöyle ki çocukları yüzünden evleri ayıramayan çift odalarını ayıracak,aciliyet dışında konuşmayacak ve asla en ufak bir cinsel yakınlık olmayacaktı. İzlediğimiz 30 günde Callie tabi ki çok zorlandı hele ilk günlerinde. Kuralları umursamayarak konuşmaya çalıştı,gururunu düşünmeyerek yakınlaşmaya,dokunmaya çalıştı,ağladı,üzüldü,işine odaklanmakta zorlandı ve o tüm bunları yaşarken karşısında kurallara bağlı sert bir Arizona’yla karşılaştı. Taa ki Callie bir gece eve gelmeyene kadar..
Mazide kalan mutlu günleer :(
Bu noktada bahsetmem gereken şey Callie-Meredith arkadaşlığı ki Callie eve gelmediği gece Meredith'le tekilaları yuvarlayıp sarhoş olmakla meşguldü,sonra öğrendik ki o gece hastanede uyumuş. Bu sıkıntılı günlerde aynı sıkıntıları çeken Meredith ve Callie’nin bardaki halleri çok tatlıydı. İçip içip diğer eşi çekiştirmeler,hayata isyan etmeler ve birlikte bir hastanın yürüyebilmesi için buldukları fikir pek pek güzeldi. Bu ikilinin uyumu gayet başarılı bence. Cristina’nın ardından Meredith’in yanında görüp yakın hissedebileceğimiz birtek Callie var zaten. Bu bölüm itibariyle daha çok göreceğiz gibi bu ikiliyi..
Kurallara sıkı sıkı bağlıyken Callie eve gelmedi diye panik olduğunu kabul etti Arizona terapi esnasında. Onu aldatıyor olabileceğini düşünmüş! Bak sen! Yahu ne zaman vazgeçti bu kadın senden,böyle düşünmek bile resmen şımarıklık! Sonrasında hemen konuşmaya gitti zaten. Bunun gibi birkaç kere kuralları bozdular,dayanamadılar öpüştüler,dayanamadılar birlikte oldular ama asla tamamen toparlanmadılar,yeniden kurallara geri döndüler. Arizona bu süre zarfında yeni başladığı uzmanlık alanında sendelemeye,konsantre olamamaya başladı. Ve üst üste uyarılar aldı o da bu kısımda biraz sıkıntı yaşadı, hakkını yemeyelim.
Bu noktada bahsetmem gereken şey Callie-Meredith arkadaşlığı ki Callie eve gelmediği gece Meredith'le tekilaları yuvarlayıp sarhoş olmakla meşguldü,sonra öğrendik ki o gece hastanede uyumuş. Bu sıkıntılı günlerde aynı sıkıntıları çeken Meredith ve Callie’nin bardaki halleri çok tatlıydı. İçip içip diğer eşi çekiştirmeler,hayata isyan etmeler ve birlikte bir hastanın yürüyebilmesi için buldukları fikir pek pek güzeldi. Bu ikilinin uyumu gayet başarılı bence. Cristina’nın ardından Meredith’in yanında görüp yakın hissedebileceğimiz birtek Callie var zaten. Bu bölüm itibariyle daha çok göreceğiz gibi bu ikiliyi..
Kurallara sıkı sıkı bağlıyken Callie eve gelmedi diye panik olduğunu kabul etti Arizona terapi esnasında. Onu aldatıyor olabileceğini düşünmüş! Bak sen! Yahu ne zaman vazgeçti bu kadın senden,böyle düşünmek bile resmen şımarıklık! Sonrasında hemen konuşmaya gitti zaten. Bunun gibi birkaç kere kuralları bozdular,dayanamadılar öpüştüler,dayanamadılar birlikte oldular ama asla tamamen toparlanmadılar,yeniden kurallara geri döndüler. Arizona bu süre zarfında yeni başladığı uzmanlık alanında sendelemeye,konsantre olamamaya başladı. Ve üst üste uyarılar aldı o da bu kısımda biraz sıkıntı yaşadı, hakkını yemeyelim.
Ne tatlı oldular :)
Ve 30. güne geldiğimizde terapiye giden kahramanlarımız bu süreci kendi açılarından değerlendirmeye başladı. Arizona yüzündeki o hep bildiğimiz “dünyanın en umutlu,en şefkatli” ifadesiyle bu sürecin ilişkilerine nasıl iyi geldiğini,evliliklerinde yeni bir sayfa açacaklarını anlatmaya başladı. “Anladım ki hayattaki tek dayanağım sensin.” ”Seni seviyorum.” Ne güzel cümleler değil mi bunlar? Ama söylemek için çok geç kalınmadığında..Callie bu cümleleri gözyaşlarıyla dinledi,gördük yüzündeki acıyı. Arizona’nın aksine o bu süreçte düşünme fırsatı bulduğunu ve ne kadar yorulduğunu anladığını söyledi. Bazen bir ilişkinin sürmesini o kadar isteriz ki bu uğurda verdiğimiz mücadele,kendimizden verdiklerimiz ve çabamızın bizi ne hale getirdiğini göremeyiz uzun bir süre. Callie bu süreçte kendisiyle vakit geçirmenin,bir arkadaşla sarhoş olmanın,sürekli kaybetme korkusuyla yaşamamanın ne demek olduğunu hatırladı. Bu 30 günün sonunda ve de bölümün sonunda “Bundan daha fazlasını istiyorum,” diyerek kendini azad etti bu ilişkiden. Bu final gönlümü fetheden final oldu tabii. Daha fazlasını isteyip,daha iyi bir hayatı istediğimizde aynı böyle gidebilelim diye umut ediyorum hepimiz için. Haftaya görüşürüz..
Ve 30. güne geldiğimizde terapiye giden kahramanlarımız bu süreci kendi açılarından değerlendirmeye başladı. Arizona yüzündeki o hep bildiğimiz “dünyanın en umutlu,en şefkatli” ifadesiyle bu sürecin ilişkilerine nasıl iyi geldiğini,evliliklerinde yeni bir sayfa açacaklarını anlatmaya başladı. “Anladım ki hayattaki tek dayanağım sensin.” ”Seni seviyorum.” Ne güzel cümleler değil mi bunlar? Ama söylemek için çok geç kalınmadığında..Callie bu cümleleri gözyaşlarıyla dinledi,gördük yüzündeki acıyı. Arizona’nın aksine o bu süreçte düşünme fırsatı bulduğunu ve ne kadar yorulduğunu anladığını söyledi. Bazen bir ilişkinin sürmesini o kadar isteriz ki bu uğurda verdiğimiz mücadele,kendimizden verdiklerimiz ve çabamızın bizi ne hale getirdiğini göremeyiz uzun bir süre. Callie bu süreçte kendisiyle vakit geçirmenin,bir arkadaşla sarhoş olmanın,sürekli kaybetme korkusuyla yaşamamanın ne demek olduğunu hatırladı. Bu 30 günün sonunda ve de bölümün sonunda “Bundan daha fazlasını istiyorum,” diyerek kendini azad etti bu ilişkiden. Bu final gönlümü fetheden final oldu tabii. Daha fazlasını isteyip,daha iyi bir hayatı istediğimizde aynı böyle gidebilelim diye umut ediyorum hepimiz için. Haftaya görüşürüz..