Beni Böyle Sev düğüne bir kala bölümüyle karşımızdaydı. Ama itiraf ediyorum üçüncü sezonun en güzel bölümüydü bu hafta. Haftalardır gözümün arayıp, “Hani nerede o eski tutku, heyecan, dostluklar?” derken bu hafta tam da bu istediklerimin hepsinin olduğu bir bölüm izledik.

Zeyno ile Tolga’nın evliliği geçtiğimiz haftanın gündemiydi hatırlarsınız. Ayşem ve Ömer, Zeyno’nun kendilerinden habersiz evlenmesiyle zor durumda kalacaklarını düşündükleri için, epey endişelendiler. Tarık da her şeyden habersiz, Zeyno geldiğinde ona açılmayı planlıyordu. Zeyno gerçekten düşüncesizlik edip böyle bir şey yaptı. Çünkü evliliği sadece Ayşem’le Ömer’in değil başta Tolga olmak üzere, çevresindeki herkesin başına iş açacak. Bunun üstüne bir de Zeyno Tolga’ya sadece güvendiği için değil, ona âşık olduğu için evlendiğini söyleyince işler bayağı karışacak.

Mazhar, düğününe bir kala hala aklının Reyhan’da olmasına rağmen bu saçmalıktan vazgeçmiyor. Reyhan da yuva yıkan dağıtan olmamak için susuyor ama sus sus nereye kadar? Ayrıca sen söylemesen de gözlerin ele veriyor her şeyi Reho.

Reyhan kantinin kalabalıklaşmasıyla Edip’e yardım etmeye karar verince, sadece benim değil Edip’in de gözünde eski günler canlanmış. “Hey gidi ne günlerdi valla, özlüyoruz.” Derken Reyhan Mazhar’dan kaçmak için çabucak çıkınca kantinden, eldivenini unuttu. Mazhar’ın bunu bulması, koklaması, cebine koyması… Ay ben daha konuşamayacağım galiba…

Sevinç evlilik hazırlıklarıyla uğraşırken bir diğer görmek istediğim Ayşem-Fahriye-Reyhan dostluğunu da görmüş olduk. Bu üçüye onların dostluğuna hayranlığımı her zaman dile getirmişimdir. Nihayet Reyhan da onlardan saklamaktan vazgeçip, duygularını tüm açıklığıyla yaşamaya başladı da rahat rahat içini döktü. Bu üç güzel arkadaşa bir de minik fare Elif Masal eklenince tadından doyulmadı bu hafta :) .

Sevinç tüm neşesiyle gelip bizim kızların neşesini kaçırınca, bir de Yüksek Yüksek Tepelere şarkısına beş yaşındaki Elif Masal bile duygulanıp ağlıyorken “Ay ben hiç duygulanmam gülesim gelir.” deyince “Ah şu Sevinç bi Üzünç olsa da görsek” diye içimden geçirdim. Ay kalbim temizmiş! Annesiyle babasının düğüne gelmeyeceğini öğrenince Sevinç ol mu sana Üzünç? Hahahahayy hiç güleceğim yoktu yani. Alma Reyhan’ın ahını çıkar böyle jet hızıyla!

Reyhan’ın mutsuzluğuyla üzülen Ayşem yapmışlar. Anlatamam görmeniz lazım nasıl tatlı.

Ayşem bu hafta aklı ve kalbi arasında çok büyük savaş verdi. Ömer’in de gireceği sınavın sorularını hazırladıktan sonra, o soruları Ömer’e vermekle vermemek arasında gidip geldi. Son kararı vermek olmuş olsa da, Ömer “Bir daha asla birbirimizin gözlerinin içine bakamayız,” diyerek kalbini değil aklının sözünü dinlemesi gerektiğini söyledi ve soruları almadı.

Bu sırada taze evli çiftimiz de “koca evinde” hoş dakikalar yaşıyorlardı. Zeyno’nun kalbinin sesi 500 metre öteden fark edilmeyecek gibi değil de Tolga’nın bu kadar soğukkanlı olması şaşırttı beni. O da Zeyno’dan bu kadar açık bir şekilde hoşlanıyorken duygularını bu kadar gizleyebiliyor olması takdir edilesi. Valla ben hayatta beceremezdim. Şaka bir yana başlarına geleceklerden habersiz, pek de güzellerdi. Ama Sinan ettiği intikam yeminleriyle Zeyno’yu kaçırmaya gelene kadar sürdü mutlulukları. Bize de o dakikalardan güzel karelere bakmak kaldı.

Sevinç anne ve babasının düğüne gelmemesinden dolayı Üzünç olmak yerine kafayı Reyhan’a takmış. Reyhan da Reyhan, Mazhar bu kadar çok Reyhan demiyor belki de. Haftalardır yapmak isteyip bir türlü başaramadığı, biriyle tanıştırma planını yürürlüğe koymak için çalışmalara başladı bile. Ama işte Allah’ın sopası yok işte. Gelinlik provasında “Düğünden önce damadın gelinliği görmesi uğursuzluktur” diye diye kendisi çağırdı uğursuzluğu. Ayça’nın ayağı kantinde burkulunca (ki o da nasıl oldu hala meraktayım, kantinde ayak mı burkulurmuş yaa?) Reyhan’ın yardıma gitmesiyle, Edip de Mazhar’a “Abi çarşı Pazar karıştı, ama Reyhan ablam burada merak etme sıkıntı yok.” deyince, e Mazhar daha durur mu? Uğursuzluk falan dinlemedi caaarrtt diye açıverdi perdeyi oh gelinliği de gördü. Acil kantine gidiyorum dese de acil Reyhan’a gidiyordu Mazhar. Sevinç için bundan büyük uğursuzluk mu var? Bu iş olmayacak dostlarım heheyt halaya durun! Edip’in kantinde eski günleri hatırlatmasıyla nihayet aylar sonra yüzleri güldü güzellerimin.

Üzünç hala akıllanmamış olsa gerek ki, Sabri yani Reyhan’ı tanıştırmayı planladığı arkadaşını tutup kolundan kantine getirdi. Gelinlik provasından kantine gidiyorum diye kaçıp gelince Reyhan’ı yanında görürse olay çıkaracağından Mazhar Reyhan’ı sakladı. Sabri’yle tanışırken kıskançlıktan gözlerinden alev çıksa da belli etmemeye çalışıyordu. Reyhan da hazır eline fırsat geçmişken kıskandırdı durdu Mazhar’ı. Ama bir Bihter Ziyagil atasözü der ki “Şimdi daha da eminim, bu evlilik olmayacak!” Bence de olmayacak.

Herkeslerden köşe bucak saklanarak buluşan büyükler tayfasındaki nadide çiftimiz Eda hala ve Nail Usta, Menteş’in adamlarına yakalandılar. Artık Menteş Eda’yı tanır mı, yoksa boynuzlandın diye keh keh gülmeye devam mı eder bilemiyorum. Ama haftaya büyük olaylar var orası kesin. Damat kendi düğününden kaçıyor yahu, daha ne olsun!

Bir bölüm yazısının daha sonuna geldik. CumartesiBBSizliyorum diyen @EkranellaBBS hesabını yalnız bırakmayan herkese çok teşekkülrer. Haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın :)