Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Babalar, babalarımız
Sezon: 4 Bölüm: 10

 

Harala gürele harala gürele. Haldır huldur haldır huldur. Hodor Hodor Hodor Hodor. Öyle de bir finaldi işte. Dördüncü sezonun bekletip bekletip vuran, ıslatıp ıslatıp döven şaşaasından çok uzak, skeçler halinde hazırlanmış “hadi şunu da yetiştirelim” kaygısı taşıyan her şeye rağmen çarpıcı ama ağızda kekremsi bir tat bırakan sahneler öbeği.

Mance’in hikâye için gerekliliği aşikar. Ygritte’in yakışıklı cesedi bir ağaç altında yanarken, Tormund ölülerle niye konuştuğumuzu sorgularken duvarın ötesindeki yabanıllara karakter katma zorunluluğu hikâyeyi Jon Snow-Mance Rayder muhabbetine taşıyan en önemli etken kuşkusuz. Gerisi ise S-S-S Stannis şooooov. Yedi Krallığın üç maymuna indirgendiği kuzeyde, hırslarını bir kenara bırakan Stannis’in insanlara yardım etmeye karar vermiş olması karakterin geleceği açısından da en önemli gösterge aslında. Stannis ölmez vatan bölünmez!

Üstüne üstlük sezon başından beri “Adamda Fatih Terim gazı var” diye tabir ettiğimiz Stannis’in Türk olduğu kanıtlandı. Bildiğin hilal taktiğiyle saldırdı yahu. Jon Snow’la muhabbetinde yankılanan Ned Stark saygısı da cabası. Yekten 100.000 kişiye dalmaya karar vermiş bir piç olabilirsin ama kredisini ölmüş babana çakarlar. İşte babalar, babalarımız.

He-Man vs. Şirinler

Kuzeyin daha da kuzeyinde ise üç gözlü karga babaya ulaşmak zorunda hisseden bir alakasızlar grubunun yolculuğu nihayetine varıyor. Üç gözlü karga baba Şirin Baba gibi bir şey. Bran ise o saçlarla zaten Şirine. Bi’ “N’apıcaz şimdi Şirin Baba?” repliği eksik. Bölümün ismi “Çocuklar” ama derdimiz elbette babalar, adam da Orman Çocukları’nın babası. Karşımızda bir hippi klanı olması ihtimal dahilinde. Yolda Jojen’ın ölmesinin kimsenin pek umurunda olduğunu sanmıyorum. Daha önemli sorunlarımız var: Topraktan çıkan iskeletorlar White Walker’lar mı yoksa He-Man’e bir gönderme mi? Eğer onlar Ak Yürüyense White Walker No 1 Tarık Mengüç nerelerde? Neyse en azından Bran’ın yürümeyeceğini ama uçacağını öğreniyoruz. Niye uçuyor? Uçakla gitsin bence.


Adını Hatırlamadığım Kız.

Cersei’nin karakter dışı hareketi ise bölümün en rahatsız edici sahnesi kuşkusuz. Favori evil bitch’imiz bütün dizinin en dobra karakteri belki ama oğlu Tommen’ın krallığını tehlikeye atacak bilgiyi normal şartlarda kimseyle paylaşmayacağı da kesin. Aile konseptine çocuklarından daha düşkün olan baba Lannister’ın babalığı belki hayatında ilk kez bu kadar net sorgulanırken bir numaralı babalık görevini yerine getirip başka tarafa bakmayı tercih ediyor. İşte babalık!

Doncamatic

Zaferlere doyamayan Cersei, Jaime’yi de yenmeye gidip başarılı oluyor, o altın elin öpülmesi Jaime’nin hayattan istediği tek şey. Bütün mirasını bırakacağı Beyaz Kitap’ı ittirip kendisi için kutsal olan her şeyin ortasında kız kardeşiyle sevişecek ve bunu kendi kendine meşru kılmasını sağlayacak bir baba tarafından yetiştirilmiş en nihayetinde. Tywin’in fiziksel anlamda sahnede olmaması önemli değil, Tywin’in yarattığı iki başlı canavarın yok ediciliğini izliyoruz sadece. Beyaz Kitap’ı kapat ve beyninin fişini oyundan çek.

Dany’nin ise tepeden devrimi çalışmıyor. Kölelik batı değerleri için korkunç olabilir, kendisini üstün görme gafletinde bulunan her delişmen diktatörün o “egzotik” yerlere demokrasi götürme çabası yine geri tepecek anlaşılan. Devrim dediğin çocuklarını yer, Dany’nin devriminde ise çocukları yiyen ejderhalar. Dany’nin gücünün sembolü olan ejderhaları kendi eliyle zincirlemesi ise tek bir şey anlatıyor: Gücünü bir başkasına devretmek zorunda kalacak. Bakalım kime. Çocuk diye ejderha seversen olacağı bu.

Hound’un Boynu Kıldan İnce

Brienne ile Arya’yı bir araya getirmek ise bölümün en iyi fikri. İki savaşçı güçlü kadın karakter buluştuğunda tanıştırılanlar isimler değil kılıçlar oluyor elbette. Ailesini öldüren ve buna izin veren herkesle ve her şeyle derdi olan Arya ve bu düzenin içine sıçmakla meşgul Hound’un sezona kattığı dinamiklik çok başka, Brienne-Hound kapışması ise efsanevi. Yalnız anladığım kadarıyla Hound’un boynu çok lezzetli, adama yaklaşan hiç kimse bi ısırık almadan duramıyor. Hound yaralı ve kıvranırken Arya’ya kalbin nerde olduğunu hatırlatıyor. Arya o kalp denilen şeyin nerde olduğunun gayet farkında, kendi kalbi yok artık sadece. Hound’u ölürken bırakmak… ikilinin ayrılışını görmek can yakıyor elbet ama destansı dostluklara, beraber yaşayıp beraber ölmeye yer yok bu evrende. Aynı bizim evrenimizde olduğu gibi.

Birine 100 kez katil dersen, insan katil olur.

Tyrion’ı kaçırmanın ne kadar kolay olduğunu biliyor muydunuz? Aylar sürmüş gibi gelen karanlık zindan sahneleri, Jaime’nin ışığıyla aydınlanıyor bir kez daha. Varys’in asistiyle golü yapan Jaime’nin Tyrion’la veda sahnesi yine muazzam, ancak Tyrion babasını ziyaret etmeden gitmek istemiyor. Hayatı boyunca babasından göremediği sevgiyi ve şefkati başkalarında aramak zorunda kalan Tyrion hem sevdiği hem de kalbini açtığı kadını babasının yatağında, daha da önemlisi babasının adını sayıklarken duyduğunda kopuş noktasına geliyor. Bu dizide kılıçlardan daha öldürücü olan şey kolyeler. Hayatı boyunca Tyrion’ın hayat kadınlarıyla olan ilişkisini yerden yere vuran Tywin’in yatağındaki hayat kadını ise baba Lannister’ın kaderini belirliyor.

Daha doğarken annesini öldürmekle suçlanan, boyu nedeniyle hep üveyi geçtim, gereksiz evlat muamelesi gören Tyrion’ın bacaklarının çarpıklığı Lannister ailesini çarpıklığını sembolize edercesine babasının yanına taşıyor kendisini. Son bir kez de olsa babasına kendini kanıtlamak derdi. Lannister ailesinin şanı Tywin’in umrunda ama Tyrion’ın psikolojisi asla değil. Hiçbir zaman da olmamış zaten. Tywin Lannister’ın oğlu olmak, babanızı tuvaletteyken arbaletle öldürmek demekse, Tyrion layıkıyla yerine getiriyor bu görevi. Tywin’in yarattığı canavar hayatına son verirken belki de bu diziyi izlerken hiç yaşamadığımız bir duygu tüylerimizi diken diken ediyor: Adalet. Babalar Günün kutlu olsun Tywin.

Sezonu Stark ailesinin gücünün simgesi olan Ned’in kılıcı Ice’ın eritilmesi ve Lannister ailesine geçmesiyle açmıştık, bu sezon ise Lannisterların çöküşünü izledik. Arya yepyeni bir ufka gerçek anlamda yelken açarken belki de ilk kez umutla bitiriyoruz bir sezonu. Umut dediğin atın önünde sallanan havuç en nihayetinde ama yine de şurası kesin: Valar morghulis.

1 kg demir >1 kg altın

Ödüller

En İyi Sahne: İzlanda’nın şahane platolarında ve taşlık alanlarında olabilecek en geniş açıyla çekilmiş Brienne-Podrick-Arya-Hound sahneleri. Mekânlar bu dizinin en önemli güçlerinden biri.

En İyi Oyuncu: Şahane karakterinin en kusursuz oyunculuklarından birini sergileyen Charles Dance veda ederken yazdı golünü.

En Kötü Oyuncu: Normalde çok güçlü bir karakter oyuncusu olan Sibel Kekilli veda etmesinin hüznüyle olacak, duygu geçirmekte bayağı zorlandı bu bölüm. Bundan sonra önü açık, orası kesin.

En Kötü Sahne: Grandmaester Pycelle’in iyice karikatürize hale getirilmiş olması çok rahatsız edici.

En Önemli Soru: Joffrey öldü, Tywin de öldü ee hangi kötü karakteri sevicez şimdi?
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR