Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Aşkları da vururlar
Sezon: 1 Bölüm: 33

Siz o sahneye Sezen koymadınız ama ben diyorum, bu fandom iyi ki var! cobain(@legolaman_) paylaştı veda sahnesinde: Sezen Aksu, Aşkları da Vururlar.

“Hadi gel kader değil bu, hepimize öğretilmiş öfkeler.”

Kader mevzusuna girersem çıkmaya gücüm yetmez ama öğretilmiş öfkeler kısmını açmak isterim biraz. Şimdi ‘Ölümüne AlSel!’ tepkimize bir es verelim. Selin’e bakalım. Duymuyoruz ama Selin’in de bir iç sesi var elbet. Selin babasız büyümüş. Baba sevgisi eksik kalmış. Babasına duyması gereken sevgiyi içinde tutmuş bugüne kadar ve yer yer gördük ki, o sevgiyi kızgınlık rengiyle kaplamış. Selin’in babasızlığı ve baba olgusuna karşı bu duruşu, içine sabırla, ilmek ilmek ördüğü, öğrenilmiş öfkesinden. Bu bir insan için ne zor bir şey. Ali’nin -yaralarına rağmen- kalbinde taşıdığı bir baba sevgisi var. Selin’in Ali’ye gün gün büyüttüğü sevginin içinde, Ali’nin yaraları, çocukluğu, kırıklığı olduğu kadar Haluk’a karşı tarafsızca taşıdığı sevgisi de var. Selin aşık olurken, Ali’nin köşesinde duran, dudaklarını büzmüş, yaşları yanaklarında kurumuş ama kalbi sıcacık sevgiyle dolu çocuğuna da aşık oldu. Bu sebepten Ali için, sırf Ali zamanından çok sonra kurabildiği yarım yamalak köprüleri de kaybetmesin diye o ayrılık konuşmasını yaptı Kırmızı.  Ben olsam, ben de yapardım dediğim az sahne vardır, bu da onlardan.

Sahiplenme, senin değil bu dikenler!

Değil Ali’m. O dikenler batmış kalp, senin değil. Bir tek o dikenler yakışmıyor sana. Her seferinde mavilerini acıya bulayan en çok sen olsan da, bu hikayenin en masumlarındansın sen. En günahsızı, en savunmasızı. En korunup kollanması gerekeni. Selin’den önce ve Selin’den sonra diye ayırmak mümkünse şayet hayatını, önceki sen de, gizliydi umutlar. Sonraki sen de ise, yüksek sesli “Umut hep var!” Geride kalan sen, bir avuç umutla o kapılara hep gittin ve gideceksin. Fakat bu demek değil ki, dikenlerini bir bir çıkardın yüreğinden. Seninki, dikenlerine turuncu gün batımını yerleştirme öğrenilmişliğinden.

Velhasıl-ı kelam, aşkları da vururlar!

Ali uzaydaki  mavi gözlü çocuk. Duyguları dağınık, sevgisi savruk, mavisine en çok yaralarını karıştırmış, boşlukta süzülen. Selin’in yüzü, Ali’nin yeryüzü. Selin’in kırmızısı, her şeyi, tüm duyguları olduğu yere sabitleyen yer çekimi. Olmazsa şayet Yeryüzü, Gökyüzü nereye raptiyelenir? Gökyüzü akıp giderken bin çeşitli bulutlarıyla, kapılmazsa Yeryüzü’nün çekimine, n’olur hali? Vururlarsa duygunun en alasından, aşktan, kırılmaz mı en ince yerinden o gök ve o yer? Gelin görün ki, kırıklarını yan yana koyup, yarım parçalarını birbirine tamamlayan bir AlSel var. “Sür beni, aşktan olsun ölümüm.” diyebiliyorlar, ne mutlu. Ali, bugün bırakmadı, gittiyse peşinden Selin’in, o en güzel duygularının içinde sabitlenmişliğinden. Selin, tüm güçsüz güçlülüğüne karşın yine o kolların huzurunda bulduysa kendini, çekimine en çok Gökyüzü yakıştığından.

1 2 3
Buse Savaş
02/02/2016 11:44
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR