Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Aşkın ateşiyle hasta olanların dizisi
Sezon: 3 Bölüm: 77

Ayşem: Ömer biliyor musun? Yüz tane daha hayat verseler, yüzünde de burada seninle olmak isterdim… Ömer: Biliyorum. Çünkü ben de aynı şeyleri hissediyorum. Benim yüz milyar trilyon trilyar hayatım olsa ben de başka bir şey istemezdim. Yüz ne demek ne yüz ne demek? :)

Beni Böyle Sev bu hafta da hepimizi mest edecek aşk sahneleriyle karşımızdaydı. Bir de üstüne bolca arkadaşlık gördük ki tadından yenmez. Adını EkranellaBBS takipçileriyle birlikte koyduğumuz AyReyFah dostluğu daima sürsün istiyoruz, Melda her hafta dış kapının dış mandalı olduğunu anlasın ve eni sonu defolup gitsin istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz? Yoo bence hepsi bir gün olacak, sabır diyelim şimdilik sadece.

Bildiğiniz gibi bu haftanın etiketi “#SensizHayat”tı. Konu #SensizHayat ve BBS olunca akıllara #AyMer gelmiyor da kim geliyor? Sırası gelmişken bir hatırlayalım o günleri.



Ömer: Ayşem sensiz hayat o kadar boş ki…
Ayşem: Seninle yaşadığım her bir gün en kıymetli hazinemmiş meğer. Seni düşünmek hayattaki tek mutluluğum oldu.
Ömer: Sensiz bomboş bir çuval gibiyim, her an bir yere yığılıp orada öylece eskiyebilirim. Nasıl geçecek bu acı?
Ayşem: Nasıl alışacağım yokluğuna?
Ömer: Mahkemeden önce seni görürsem, bir daha asla bırakamam seni.
Ayşem: Şimdi karşıma çıkacak olsan, bir kez daha senden ayrılabilecek kadar cesur olamam, benden nefret edecek olsan bile…

İliklerimize kadar aşkı hissettiysek artık toparlanabiliriz demektir. Şu sahneyi en az 1500 kere izlemiş olmama rağmen her seferinde ağlıyorum. AyMer aşkı hepimize aşkın varlığına inandırıyor, Mazhar’ın dediği gibi.

Bölüme dönecek olursak, geçen haftayı en son Sevinç’in “Mazhar’dan ayrılamam,” temalı konuşması ve Zeyno’nun Tolga’nın babasının katil olduğunu öğrenmesiyle kapatmıştık. #ZeyTol ile başlayalım. Zeyno Tolga’ya ne kadar inanmak istese de Tolga yalanlamayınca güzelim aşk telef olma yoluna doğru girdi. Bu dizide ağlayan kızlardan çok ağlayan erkeklere içim acıyor benim. Tolga öyle bir ağladı ki yüreğimi dağladı resmen. Bir de çırpınıyor yavrucak “Benim babam katil değil, değil!” diye.

Ah be Zeyno! Ağlattın çocuğu. :(

Sevinç Mahzar’dan ayrılamayacağını, ayrılırsa öleceğini söyleyince tabii Mazhar’ı da aldı bir telaş. Bir yandan Haluk abi ve Ömer’le Ömer’in şirketinin durumuna bakmak için kafa kafaya vermeye çalışsa da, kafası hala Sevinç’le konuştuklarında kaldı. Bana sıcak bastı falan deyince tabii Haluk abi durumu yanlış anladı hemen “Akşamki kuru fasulyeden mi oldu acaba?” deyince Mazhar ve Ömer’in surat ifadesinin aldığı hali görmenizi çok istiyorum. :)

Haluk abiden inciler. :)

Sevinç’in Mazhar’dan ayrılamayacağını söylemesi üzerine yine Haluk abiden muhteşem(!) fikirler gelmeye başladı. Yeni görevimiz; MAZHAR’I TİKSİNÇLEŞTİRMEK! Söyleyin bana Allah aşkına böyle bir şey mümkün mü? Böylesine tatlı bir adam tiksinçleşebilir mi? Haluk abinin taktikleriyle herhangi bir adam tiksinçleşebilecekken Mazhar ve Ömer için bu durum söz konusu bile değil. Böyle tatlı adamlar ne yaparsa yapsın bizim gözümüze sempatik gelecekler. Neyse bu konuyu bir kenara bırakıyorum, geri geleceğim.

Reyhan, Mazhar’ın Sevinç’le ne konuştuğunu öğrenene kadar meraktan çatlayacaktı. Tam Ayşem’e “Acaba ne konuştular?” derken Elif Masal’dan harika bir soru geldi:

Reho’nun gözler yerinden çıktı çıkacak. :)

Mazhar’ı Elif Masal’dan bile kıskanacak kadar çok seven Reho, Sevinç’e hayatta pabuç bırakmaz. Siz hiiiç merak etmeyin, ne yapar ne eder alır Mazhar’ı. Zaten Mazhar dünden razı. Oldu bu iş!

Sevinç’in çıldırmaları karşısında bugüne kadar sesini çıkarmayan Fahriye, Reyhan’a ve diğer arkadaşlarına laf edilmesine dayanamayıp sonunda patladı. Hakikaten delirmişsin sen Sevinç! Fahriye’nin ne günahı var, iki insan birbirini sevmiş zorla araya girsen bir çekil git aaa! Kavganın üzerine daha fazla Sevinç’le aynı ortamda bulunmak istemeyen Fahriye evden çıkıp gitti. Çıktıktan sonra da “Ben niye gidiyorum ya burası benim evim, onun gitmesi gerekiyordu,” diye kendine kızdı. Bu konuda hafta içi EkranellaBBS hesabından çok konuşup tartıştık. Kimi arkadaşlar “Ev arkadaşlığında evin bir sahibi olmaz, herkes sahibidir. Sonradan gelmiş olması fark etmez,” dediyse de kimisi de benim gibi evin asıl sahibinin, eve ilk gelen yani evi tutan olduğunu düşünüyor. Fahriye de bizim kafadaymış meğer. Tartışmanın üzerine evden çıkınca Fahriye, çareyi Ayşemlere gitmekte buldu. Karatepe Kız Yurdu’na bir üye daha katıldı böylece. Neyse Zeyno gitmişti, iyi oldu. Fahriye’nin de eve gelmesiyle birlikte AyReyFah voltranı oluştu ve keyifli dostluk sahneleri izledik.

Münasebetsiz Melda, dış kapının dış mandalı Melda, istenmiyorsun Melda, DEFOL GİT MELDA!

Ve BBS’nin üç silahşörleri: AyReyFah :)

Bir tarafta bunlar olurken bir tarafta da Tolga ve Metin, Zeyno ile durumu düzeltmek için Aylin’den yardım almaya çalışıyordu. Aylin olaylardan çok etkilenip korkunca, şaşkınlıkla bir anda kaza yaptı. Bu kızın çok büyük psikolojik sorunları var. Bir gün patlayacak ama ne zaman tam kestiremiyorum. Ve bu bölüm gördüğümüz kadarıyla inceden inceden Metin’le aralarında bir şeyler yeşermeye başladı. Hadi bakalım.

Ayşem, Fahriye’nin de eve gelmesi üzerine Ömer’in de onayıyla evi kız yurduna döndürmeye karar verdi. :) Şaka şaka! Sadece birkaç gün daha Fahriye’nin onlarda kalabilmesi için bin türlü şebeklikle Ömer’den izin istedi, daha doğrusu haber verdi diyelim.

Kocasını kandırmayı pekâlâ bilir Ayşem. ;)

Kızlar yıllar sonra bir araya gelmenin keyfiyle kahvaltı yaparken Elif Masal’ın yemek istememesi üzerine Melda yine münasebetsizlik yaptı. Her konuya karıştığı için münasebetsiz diyoruz biz ona. Çünkü ilgisi olsa da olmasa da yorum yapma hakkını görüyor kendinde. Masal her çocuk gibi sofrada nazlanınca Ayşem de ısrarla yedirmeye çalışıyordu. Ayşem bin bir oyunla çocuğunu kandırmaya çalışırken Melda oradan çıkıp ”Ayşem dur sende ısrar etme, bir öğün yemesin bak nasıl yiyor sonra. Uzmanlar da öyle söylüyor,”  dedi. Neyse ki Ayşem’den cevap gecikmedi de aldı ağzının payını.

Sen çocuğun olunca bildiğini yaparsın Melda, bu Ayşem’in çocuğu.

Bütün bu gerilimlerin üzerine Fahriye ve Reho düşünüp taşınıp Ayşem’le Ömer’e ufak bir sürpriz yapmaya karar verdiler. Bu arada Ayşem de Melda’yı bir an önce uzaklaştırmak için ayarladığı iş görüşmesine götürmeye çalışıyordu. Kızlar Ayşem ve Melda’nın evden çıkması üzerine tüm organizasyonu yaptılar. Geriye sadece Ayşem ve Ömer’i ikna etmek kaldı. Bu sırada Melda iş görüşmesine girdi. Biz Mazhar tiksinçleşecek derken bir de baktık ki Melda’ya bir haller olmuş, aman Yarabbi!

Ne kadar itici olduğunun farkında Melda bunu kullanıyor.

Bu sırada Mazhar ve Sevinç’in kaçınılmaz karşılaşması gerçekleşti. Haluk abi kantin tarafından verdiği taktiklerle televizyon karşısında beni kırıp geçti. Hele hele Mazhar’ın onları yapmaya çalışması ve yapamaması daha da komikti. O adam tiksinçleşemez ki yahu n’apıyorsunuz siz?

Haluk abiden tiksinçleşme taktikleri ve Mazhar’ın duruma kayıtsız kalışı <3 ben :)

Haluk abinin de yardımlarıyla, Mazhar’ın tiksinçleşme adına hatır hutur kaşınması Sevinç açısından pek hoş karşılanmasa da çok işe yaradı denemez.  Sevinç tüm bunlara rağmen canım aşkım havasında Mazhar’a karşı. İşi zor. Tabii bunun birde Reyhanla karşılaşma sahnesi var ki sormayın. :) Reyhan dersin sınıfının değiştiğinden habersiz eski sınıfa girince Sevinç’le baş başa kalmak zorunda kaldı. Orada Sevinç ve Mazhar’ın ayrılmadığını da öğrenince yandın oğlum Mazhar. Tabii Reyhan gidip Mazhar’dan hesap sorunca Mazhar kendini açıklamaya çalıştı ama nafile.

Reyhan gelir…

Ve Reyhan gider… Ah Mazhar hep arada kalan Mazhar…

Kızlar planlarını hayata geçirince Ömer ve Ayşem de mecbur kabul etmek zorunda kaldılar. Rezervasyon yapılmış, paralar ödenmiş, geriye sadece gitmek kalıyor. Tabii onlar tatile gidince evin işleri ve Masal’la ilgilenmek de Fahriye ve Reyhan’a kaldı. Ayşem ve Ömer de giderayak Reyhan ve Mazhar’a bir güzellik yapıp Masal’ı okuldan almaya, birbirinden habersiz ikisini de gönderdiler. Ardından Fahriye de arayıp mercimek isteyince, çoluklu çocuklu evli çiftler gibi market alışverişine gittiler. Bölüm boyunca gördüğümüz nadir ReyMaz sahnelerinden biriydi. Birbirini hem güya umursamayan hem de üşütmemesi için yakasını örten, itiraflarda bulunan ReyMaz izledik. O yüzden ben susuyorum sahneler konuşuyor.

Hııı hiç umurumda değilsin hiç! (İç ses: üşütmese bari ya.)

Hadi birde bunun için kavga edin şimdi.

Oh çok şükür ki bu itirafı duyduk…

Eve geldiklerinde bir bahaneyle yine baş başa kalmayı başaran Mazhar, aşkının ateşinden hasta olunca Reyhan bırakır mı? Aldı sevdiceğini hemen karantinaya.

Mazhar da kontrol ediyor “Gerçekten hasta mıyım acaba?” diye. :)

Bu kadar güzel, bu kadar tatlı sahnelerden sonra ne olsa bizi kesmezdi zaten ama bu kadar az olması içimize sinmedi.

Ayşem ve Ömer yolculukları boyunca çeşitli hayaller kurdular. En tatlıları kayınvalide ve kayınpeder olarak girdikleri tavırlardı. Son sahnede küçük çaplı AyMer korkusu yaşadık ama hemen ardından gelen yeni bölüm fragmanıyla içimiz rahatladı.

Haftaya çok güzel bir bölüm bizi bekliyor. Özellikle bolca AyMer görmek isteyenler için harika bir bölüm olacak. ReyMaz’cıların yüzü de belki gülebilir kim bilir. :) Ama ZeyTol için vuslat uzak gibi şimdilik.

Çok güzel bir bölümü daha geride bıraktık. Bütün hafta boyunca EkranellaBBS hesabından beni yalnız bırakmayan, yazı bir gün bile gecikse hemen merak eden, bütün konuları rahatlıkla konuşabildiğimiz BBS’cilere kocamaaan bir teşekkür iletiyorum buradan, tabii bir de sevgilerimi. Haftaya daha güzel, daha tatlı, bol AyMer ve ReyMaz’lı sahnelerin olduğu bir bölüm yazısında görüşmek üzere.

Sevgili BBS’ciler sizsiz hayat o kadar boş ki! 

Sevgiyle kalın…

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR