Geçen hafta, Yılmaz’ı Alev’in kapısında, Servet’i Yılmaz’ın peşinde, Bedir’i silah namlusunun ucunda bıraktık. Asrın, Saadet’e “Kemal’e Leyla’yı sor,” dedi. Saadet sordu, Kemal’in takıntısının sebebi ortaya çıktı. Çıktı çıkmasına da Asrın çekinmesi gereken bir konuyu neden Saadet’e sordurmuştu?
Rıza ağabeyi saldı bizim Bedir’i. Geldiklerinden beri dönmeye ikna etmeye çalışıyordu zaten, Bedir’in öldüğünü söylüyordu. Sonunda ikna etti. Servet üzgün bir şekilde eve döndü, kızların ısrarına rağmen ne gördüğünü söylemedi. Evin içinde mini pasta savaşı yaşandı, galibi de sağlam bir dilimle Muzaffer amca oldu.
Yılmaz’ın canı çok sıkkındı. Tahminim Alev’in kendisinin hamile olduğunu söylemesiydi ama belki de başka bir şey çıkacaktı. Servet’le Yılmaz’ın konuşması Nuri sayesinde biraz janjanlı olsa da her ikisinin de bildikleri içlerinde dert olmuştu.
Dün akşamki öpüşme sonrası giyinip süslenip Gönül İşleri’ne giden Sevda, Bedir’i orada göremeyince şansını bir de eniştesinin yanında aradı. Bedir’le orada kısa bir yakınlaşma yaşadılar falan. Ama enişte oradaydı tabii. O sıralarda Tibet de annesine atarlanmakta ve onu terk etmekteydi. Kendi deyimiyle bütün iplerini kopardı, kredi kartlarını ve araba anahtarını fırlattı annesinin önüne. Türk filmine de bağlayayım mı derken, ekrandakilerin peşin hükmüne de göndermesini yapmıştı.
Geçen haftaki tahminim doğru çıktı. Alev, “Hamileyim!” demişti Yılmaz’a. Gerçekten hamile miydi, yoksa Yılmaz’ın ona dönmesiyle hamile kalma planları mı yapıyordu daha bilemiyoruz tabii ama bence ikinci şık daha ağır basıyor.
Her daim köşelerden fırlayan kahramanımız Asrın, “Leyla’yı sor,” demişti demesine de meğer kuru sıkı sallamış. Çekindiği şeyi neden sordursun demiştik ama çekinmesi gerektiğini kendisi de bilmiyormuş meğer. Leyla’yı Kemal’in sevgilisi sanırken, ablası olduğunu Saadet’ten öğrenince vurulmuşa döndü. Saadet de bir kez daha rotasını Kemal’e çevirdi.
Kafamız “Asrın mı haklı, Kemal mi haklı?” derken baya karıştı. Gerçek hayatta da böyle değil midir, bir konuyu tek taraftan dinlediğimizde hata yaparız. Saadet de bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelirken allak bullak olmuştu.
Öpüşme sonrası Tibet’le Sevda’nın yıldızları bir türlü barışamıyordu. Sevda içten içe Bedir’in kıskançlığından hoşlansa da gururundan ödün vermiyor, ilk adımı Bedir’den bekliyordu. Bedir de kendi karmaşık hayatından dolayı o adımı atamıyordu belli ki. Buna karşılık Tibet adım üstüne adım atıyordu. Bu kez de Sevda’nın okula geri dönmesini sağladı.
Servet işe başlamıştı. Gelinimiz de hamileydi ve atarlıydı. Dilara Hanım’ın ailesi de sorunluydu belli ki. Gelinle ilgilenmek bu defa Sevda’ya düşmüştü. Sevda kendi gerçeklerini bizim atarlı gelinle özdeşleştirdi ama atarlı gelinimizin sorularıyla kendisi dertlendi. Fakir birini sevip paralı biriyle evlenseydi haksızdı bizim atarlı geline göre.
Saadet, Kemal’den Leyla’yı Asrın’a söylediği için paparayı yerken Servet’le Yılmaz terapiye devam ediyordu. Karşılıklı hataların itiraf edilmesinden, affedilip effedilmeyeceğinden konuşuyorlardı. Hata yapan için karşısındakinin hatasını affetmek, hata yapmayan için ise hatasını itiraf etmek kolaydı tabii.
Asrın, Saadet ile kaçma planları yapıyordu ama gitmelerine izin vermeyeceklerdi. Asrın, Saadet’in hayatı için Dilara Hanım’ın gerdanlığını çalacaktı. Saadet’in mücevhereratta usta olduğunu öğrenen Dilara Hanım’ın gerdanlığı da bu vesile ile ortay açıktı. Saftirik Saadet’in başına kalacak.
Dizi içinde bir şarkının eksikliği dokuzuncu hafta itibariyle çok güzel bir şarkı ile giderildi bu arada. Ümit Sayın-Bendeniz Düeti Gönül Yâreler İçinde şahane bir seçim oldu. Sevdiğimiz dizinin karakterleriyle klip tadında izleyip dinlemeye doyamadık.
Düğün günü krizimizin çıkacağı belliydi. Dilara, müstakbel gelini Arzu’ya evlilik sözleşmesi teklif etmişti. Hamile gelin adayı ise çocuğu aldırmaya karar vermişti. Olaya el koyan Servet resti çekti, kızı aldı kolundan doktora götürmeye kalktı. İşin ciddiye bindiğini gören taraflar ise sulh yoluna gitmeyi tercih etti. Düğün gerçekleşiyordu. Alev de dahil, herkes orada tam tekmil hazırdı. Kapıda Sevda-Tibet-Bedir aşk üçgeninde ufak bir kakışma yaşandı. Küçük enişte Tibet’in bıdırcık haliyle Bedir’e efelenmesi görülmeye değerdi. Ahahahaha!
Gerdanlığı çalmaya giren Asrın, küçük bir sürprizle karşılaştı. Dilara, gerdanlığı gelinine hediye etti. Evet, bir saat önce evlilik sözleşmesi diye direnen kadın artık gelinine 15. yy’dan kalma gerdanlık hediye edecek kıvama gelmişti. Vay canına! Yine bir garip iş de; Saadet’i öldürmekle tehdit eden eski ortakları, Asrın’a oyun etmişlerdi. Dertleri gerdanlık değildi, Saadet’i Asrın sebebiyle hayalkırıklığına uğratmaktı. “Sen benim paramı çaldın, ben de senin aşkını,” demez mi bir de bizim duygulu hırsız? O kadar da değil artık be Rıfat abi!
Bedir artık dayanamamıştı, her şeyi Sevda’ya anlatacaktı. Bunu duyan Servet ise nedenini bilemediğimiz bir sebeple endişelenmişti. Nedenini bilmediğimiz diyorum da herhalde Sevda’yı koruma güdüsüyle hareket ediyordu. Bedir’i tanımıyordu. Belki de o da kardeşinin iyi şartlarda yaşamasını istiyordu vs vs… Servet’ten ültimatomu yiyen Bedir, Sevda’ya seti çekti. İkisi için mutluluk başka bahara kaldı yani.
Mutluluk için bir başka baharı bekleyecek olan bir diğer çiftimiz Servet’le Yılmaz oldu. Terapistin önerdiği oyunla birbirlerine gizledikleri gerçeği söylediler. Yüzlerindeki ifadeye bakarsak hamilelikler ortaya çıktı, yani umuyorum çıkmıştır. Haftalardır sürümcemede kalan bu mevzuyu daha fazla uzatacaklarını da düşünmüyorum. Özellikle Servet’in “Bitsin bu oyun!” çıkışından sonra o kağıtlarda başka bir şey yazıyor olamaz herhalde değil mi?
Bölüm yan hikayelerin biraz zayıf kalması haricinde güzeldi. Özellikle hamilelik mevzusuna bu bölüm itibariyle son verilmesiyle bir oh çektim. Terapist sahnelerinde diyalogların içi doluydu. Servet ve Yılmaz ilişkilerindeki hataları ve farklılıkları o diyaloglarla çok güzel yansıttılar. Biri gardını hiç indirmeyen bir çetin ceviz, diğeri bir şey söylemeye sürekli korkan ve korktukça hata yapan bir karakter. Kemal ile Asrın arasındaki Leyla mevzusunun böyle bağlanması benim için şaşırtıcı oldu diyebilirim. Zira ben hala Asrın-Saadet aşkına kafayı takmış durumdayım, içten içe Kemal’in kötü birisi çıkmasını istiyordum sanırım. Bedir-Sevda-Tibet üçgeninde ise aslında her şey beklenildiği gibi gidiyor; sürekli gelgit, bir kavuşamama durumu olacağını kestirmek zor değil. Keşke şu aşamada Bedir ve Sevda’ya bir bölümlük mutluluk verseydiniz lakin o şans kaçtı ne yazık ki.
O kağıtlarda ne yazdığı belli ama bunu haftaya öğrenecek olmak can sıkıcı. Keşke bu basit stratejiyi artık hiçbir dizi kullanmasa da haftaya kafa rahat bir şekilde yeni bölümde neler olacak beklentisine girebilsek…
Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler. Haftaya görüşmek üzere!