Birinci bölüm severek izlemeye başladığım Anastasia'nın dört bölüm boyunca bitmek tükenmek bilmeyen kaçma feryatları ve planları yüzünden karaktere duyduğum bağlılığın son evresine gelmiş bulunmaktayım. Kaçma muhabbetinin yanında öyle tutarsız bir duruşu var ki akıllara ziyan. Örnek vermek gerekirse Ahmed'i öptüğü günün ertesi paldır küldür dairesine dalıp gitmeyen mektuplarını anlatıyor bu da yetmezmiş gibi “Tüm kalbimle gitmek istiyorum,” diyor. Tabii Ahmed şok! Haklı olarak “Neden öptün beni?” diye soruyor. Kızdan ses yok! Başka bir sahnede Ahmed'le ilgili kaderden konuşuyor ve yanından çıkıp haremde kendinden emin bir şekilde salınıyor. Tamam çok şükür akıllandı demeye kalmadan hop Gölge Hatun'u görüyor ve “Kaçmak için bana yardım edeceksin değil mi?” diyor. Son sahnede ise Ahmed'in ona yolladığı çiçekleri saçına yerleştirip güle oynaya gizli bahçeye çıkıyor yine umutlarımız yeşeriyor aklı başına geldi diye içten içe seviniyoruz fakat acı gerçek Alex'i görmesi ile ortaya çıkıyor. İşte kaçacağım adamı buldum diyor. Kaç git de biz de kurtulalım, sen de!
Ne gariptir ki sürekli kaçmak isteyen bu karakter gün gelecek cihan devletini tek başına yönetecek nice kelleler alacak ve iktidar uğruna kendi evlatlarını bile gözü görmeyecek. Şimdi çocukluğu adına yazılan bu karakter inandırıcı geliyor mu diye sorsalar tek kelime söyleyebilirim. Hayır!
Ahmed, bir yandan hiç aklında yoğken oturduğu bu tahtı hakkıyla yönetebilme derdinde olup bir yandan da Nasya'nın nazını çekiyor. Şu kısacık ömründe çekecek çilesi varmış garibimin.
Safiye Sultan'a çizilen karakterin çok iyi yansıtıldığını düşünüyorum. O hesapçı kadın ince ince işleniyor. Tek takıldığım nokta Hülya Hanım'ın ses tonunu ayarlayamaması. Handan Sultan bu bölüm ezikliğine eziklik kattı hadi eziksin bunu anlıyoruz da Nasya dayak yediğinde adaletli olsaydın be validem. Böyle mi yönetiyorsun haremi diye sormazlar mı? Bak ben sordum.. Halime Sultan'a ise diyecek kelime bulamıyorum muazzam! Safiye'nin bir alt modeli hatta ondan daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum ama işte eli kolu bağlı. Bakalım mum büyüsü tutacak mı? :) Fahriye Sultan, bu bölüm evliliklerinden bahsetti üzüldüm doğrusu; kaideler kurbanı olmuş hayatı boyunca, mutluluğu istemek en doğal hakkı ama senin anan Safiye be kızım! Ayrıca Fahriye'nin o kadar süre herkesten gizlediği aşkının belgesini yatağının üstüne koyup gitmesi pek manidar oldu. Aşk gözünü kör etmiş galiba insan yatağının altına falan koyar Mustafa da kağıt buldum gemi yapacağım diye alır. Olay örgüsü daha mantıklı kurulabilir.