Pat diye bitirme kararı alındı dizi için. Gününün değişmesi ayrı dert, 23.30 gibi hafta içinde bir saatte yayınlanması ayrı bir dert. Beceremediler. Star ne uğruna yayından kaldırmak istedi bilmiyorum ama hiç hoş etmedi. Yine şanslılar, TRT öyle bir araya girdi ki görülmeye değer. Bundan biraz sonra bahsederim. Kısaca final bölümüne değinelim.
KISACA FİNAL
Ekip handan kurtulmuştur fakat iki tane Osman vardır. Hangisi gerçek Osman'dır bir süre anlaşılamaz. Bir yandan Deniz, bekçinin elindedir. Onu kurtarmak istemektedirler. Hepsi ormandaki kulübede oturmaktadırlar. Serkan, Deniz'i kurtarmak için hana gider. Orada sahte Osman'ın sahibiyle karşılaşır. Sahte Osman'ı Selin'e dönüştürerek bekçiyi kandırır ve Deniz'i oradan kurtarırlar. Bekçi kandırılmış olmasından ötürü sinirlidir. Dünyanın dengesini bozacak kadar tehlikeli bir oyunun peşindedir. Hanın kapılarını açar ve bütün o canlıları dışarıya bırakır. Zombiler, yaratıklar, türlü canlılar altüst etmiştir ortalığı. Ali, kulübedeki defter kaplayıcısına gider. Kim olduğunu öğrenir. Onu da alarak hana giderler. Kulübedeki yaşlı adamın hanın gerçek bekçisi olduğu ortaya çıkar. Bizim bildiğimiz bekçi onun kılığına girmiş kötü olandır. Kötü olan ölür, iyi olan hanı devralır. Denizkızı okyanusa gönderilir. Dünyanın düzenini tekrar sağlayabilmek için hanın kalbi olan Selin ateşlerde yanar. Her şey sona ermiştir. Dünya eskisi gibidir artık. Tam da Leyla ile Mecnun bittikten sonrası gibi. Artık hayatımızda absürdlüklerin olmadığı, şöyle sıkıntılarımızdan 75 dakika kurtulalım diyemeyeceğimiz bir dünyamız vardır. Serkan, Ali ve Osman, sahilde her şeyin başladığı yerde oturup, “Hadi dağılalım o zaman,” derler. Dağılırlar. Son karede emeği geçenleri görürüz.
Bu gidiş hiç olmadı, işte o dağılma anı!
Finalin hiçbir önemi yok aslında. Çünkü bu dizi planlanmamıştı. Kendi halinde yavaşça gelişiyordu. Toprağa atılan bir tohum gibi. Her gün, her hafta biraz daha büyüyordu halbuki. Ama izin vermediler. Çünkü insanların düşünmesini istemiyorlar. Öyle. “Acaba burada ne demek istediler?” diye soran insanlardan ürküyorlar. Çünkü gönderiyordu Ben de Özledim ekibi. Vuruyordu. Sağlı sollu geliyordu çoğu zaman. Bu onların Leyla ile Mecnun'dan kalma alışkanlıklarıydı. Reyting derdi olan bir kanal sevilen bir dizi ekibinin işini 23.30 gibi abidik gubidik saatlere koymazdı. Yapacak bir şey yok. Zaten dizi bitti, ortaklık bozuldu. Benzetmem için affola ama hem Ben de Özledim hem de Leyla ile Mecnun ekibi/dizileri kanalların içine oturmuş koca bir 'dizi'dir. Peki bunu nereden mi anladık?
Bu gidiş hiç olmadı, işte o dağılma anı!
Finalin hiçbir önemi yok aslında. Çünkü bu dizi planlanmamıştı. Kendi halinde yavaşça gelişiyordu. Toprağa atılan bir tohum gibi. Her gün, her hafta biraz daha büyüyordu halbuki. Ama izin vermediler. Çünkü insanların düşünmesini istemiyorlar. Öyle. “Acaba burada ne demek istediler?” diye soran insanlardan ürküyorlar. Çünkü gönderiyordu Ben de Özledim ekibi. Vuruyordu. Sağlı sollu geliyordu çoğu zaman. Bu onların Leyla ile Mecnun'dan kalma alışkanlıklarıydı. Reyting derdi olan bir kanal sevilen bir dizi ekibinin işini 23.30 gibi abidik gubidik saatlere koymazdı. Yapacak bir şey yok. Zaten dizi bitti, ortaklık bozuldu. Benzetmem için affola ama hem Ben de Özledim hem de Leyla ile Mecnun ekibi/dizileri kanalların içine oturmuş koca bir 'dizi'dir. Peki bunu nereden mi anladık?
Sessizce dağılanlar, Cihan ve Neslihan...
TELEVİZYON SAVAŞLARI
Mesela TRT'nin kendi kendine konuşmasından anladık. Kendi kendine sorular sormasından, kendi kendine cevaplar vermesinden anladık. Biz, o gemiyi gelmeyeceğini bile bile bekleyenlerdeniz ama siz bunu hiç anlayamadınız. TRT'nin o kadar üzerine gidilmiş ki – linç kampanyasından bahsediyorlar- “O gemi neden gelmedi?” diye sorup bir de İsmail Abi'mizin ağzından çıkan sözcüklermiş gibi -resmen yalan beyan- yanıtlamışlar. Reytingmiş, linçmiş, sosyal medyaymış, zor piyasa şartlarıymış bla bla bla...
Bu işten en karlı çıkan Star oldu. Her ne kadar Ben de Özledim en başından beri bir Leyla ile Mecnun etkisi yaratamasa da, yayından kaldırılması kitlesi tarafından tepki aldı ama yine de TRT'nin oyun bozanlığı gibi olmadı. Hele de böylesine üstüne vazife olmayacak şekilde araya girince bir parça imajı varsa onu da yok etti bu dizi kitlesi üzerinde. Devletin kanalı gibi değil, sanki bir çocuğu azarlar gibi – çok tanıdık geliyor değil mi?- Ben de Özledim'in yayından kaldırılması üzerine açıklama yaptılar.
İKİ FİNAL BİRDEN
Ama yetmedi. Yettiremediler. Sanırım yaptıklarının bir hata olduğunu anladılar. En azından öyle düşünmek ve çocukça bir saflıkla buna inanmak istiyorum. Maalesef inanamayacağım. 29 Ocak Çarşamba 23.30'da final bölümü yayınlanan Ben de Özledim'in karşısına, sürpriz bir Leyla ile Mecnun bölümü koyarak belki bir imaj düzeltme çalışması yapmak istediler, belki intikam almak, hiç bilinmez. Ama çekilen bu bölümün iki yıl öncesini anlattığını, Mecnun'un, Leyla öldükten sonra sessiz geçen o dönemine tekabül ettiğini hemen söyleyelim. Ramazan Bayramı için çekilmiş fakat yayınlanmamış bir bölümdü bu. O kadar reytinglerden dem vurup yayından kaldırdığın bir diziyi neden yayınlıyorsun be TRT? Hadi yayınladın, neden Ben de Özledim'in final bölümünün karşısına koyuyorsun? Sence bu kimin umurunda olur ki? Star bu işten tereyağından kıl çeker gibi sıyrıldı. TRT kaş yapayım derken göz çıkardı. Kendisiyle çelişti, devlet kanalı olduğunu unutup işi laubaliliğe vurdu. Belki bunu bir gün sonra yapsaydı yahut bir gün önce, eminim TRT şimdiye kadar topladığı tepkiler için 'özür dilemiş' olabilirdi. Çıkarcı bir tavırla hareket ederek büyük hata ettiler. Biz mi? Biz Twitter'da TT yaparak kapağımızı yolladık bile! Teşekkürlerim bütün ekibe, duruşlarına ve yaptıkları işe.
TELEVİZYON SAVAŞLARI
Mesela TRT'nin kendi kendine konuşmasından anladık. Kendi kendine sorular sormasından, kendi kendine cevaplar vermesinden anladık. Biz, o gemiyi gelmeyeceğini bile bile bekleyenlerdeniz ama siz bunu hiç anlayamadınız. TRT'nin o kadar üzerine gidilmiş ki – linç kampanyasından bahsediyorlar- “O gemi neden gelmedi?” diye sorup bir de İsmail Abi'mizin ağzından çıkan sözcüklermiş gibi -resmen yalan beyan- yanıtlamışlar. Reytingmiş, linçmiş, sosyal medyaymış, zor piyasa şartlarıymış bla bla bla...
Bu işten en karlı çıkan Star oldu. Her ne kadar Ben de Özledim en başından beri bir Leyla ile Mecnun etkisi yaratamasa da, yayından kaldırılması kitlesi tarafından tepki aldı ama yine de TRT'nin oyun bozanlığı gibi olmadı. Hele de böylesine üstüne vazife olmayacak şekilde araya girince bir parça imajı varsa onu da yok etti bu dizi kitlesi üzerinde. Devletin kanalı gibi değil, sanki bir çocuğu azarlar gibi – çok tanıdık geliyor değil mi?- Ben de Özledim'in yayından kaldırılması üzerine açıklama yaptılar.
İKİ FİNAL BİRDEN
Ama yetmedi. Yettiremediler. Sanırım yaptıklarının bir hata olduğunu anladılar. En azından öyle düşünmek ve çocukça bir saflıkla buna inanmak istiyorum. Maalesef inanamayacağım. 29 Ocak Çarşamba 23.30'da final bölümü yayınlanan Ben de Özledim'in karşısına, sürpriz bir Leyla ile Mecnun bölümü koyarak belki bir imaj düzeltme çalışması yapmak istediler, belki intikam almak, hiç bilinmez. Ama çekilen bu bölümün iki yıl öncesini anlattığını, Mecnun'un, Leyla öldükten sonra sessiz geçen o dönemine tekabül ettiğini hemen söyleyelim. Ramazan Bayramı için çekilmiş fakat yayınlanmamış bir bölümdü bu. O kadar reytinglerden dem vurup yayından kaldırdığın bir diziyi neden yayınlıyorsun be TRT? Hadi yayınladın, neden Ben de Özledim'in final bölümünün karşısına koyuyorsun? Sence bu kimin umurunda olur ki? Star bu işten tereyağından kıl çeker gibi sıyrıldı. TRT kaş yapayım derken göz çıkardı. Kendisiyle çelişti, devlet kanalı olduğunu unutup işi laubaliliğe vurdu. Belki bunu bir gün sonra yapsaydı yahut bir gün önce, eminim TRT şimdiye kadar topladığı tepkiler için 'özür dilemiş' olabilirdi. Çıkarcı bir tavırla hareket ederek büyük hata ettiler. Biz mi? Biz Twitter'da TT yaparak kapağımızı yolladık bile! Teşekkürlerim bütün ekibe, duruşlarına ve yaptıkları işe.