Kızların hepsi bu bölüm hiç falsosuz harika giyindiler, modaya öncülük etmek isteyen bir dizi olduğunu ilk kez bu hafta gerçekten hissettim.

Mira bu bölüm Yaman yokken Leyla’ya gösterdiği farklı tavrıyla benim için devleşti de devleşti. Kızı yok sayması ve Faruk ile birlikte Hungryghost’a geldiklerinde dalların arasında debelenirken Leyla’ya sövmesi çok tatlıydı ya. Bir de Mira’nın bu halleri kesinlikle abartı değil, ben her hareketinin gerçekten hayatta olan şeyler olduğunu düşünüyorum. Mira’nın yalanı birazcık var ama karakterin tekniğinde hiç yalan dolan yok; çok temiz. Mira’nın en yalan hareketini de buradan açıklıyorum: ''Möerbha''. Böyle merhaba derken çok tatlı ve bu benim çok sevdiğim bir yapaylıktır ama Mira’nın en yalandan yaptığı şey bu, dediğim gibi. Bir de bu bölüm ''Kenancığım,'' vardı Leyla ile Kenan’ı konuşurken görünce. O da sırf Leyla’ya karşı ''Kenan ile çok yakınız'' imajı vermek içindi. Mira, Yaman’a ''Barışmadan uyumayalım,'' dedi ama bence o ''sevişmeden uyumayalım'' olsun. Şaka maka istediğiniz zaman yapın da, Mert ile Eylül bunlardan önce halvet olursa çok beklenmedik ve tatlı olmaz mı ya? Bu arada bu bölüm Mira’dan Eylül’e, Orkun’dan Hale’ye ve hatta o kırmızı babaanne ayakkabıları ile Leyla’ya herkes çok şıktı. Mira, Mert ve Orkun’un sahneyi dolduran güneş gözlüklerine de dikkat çekmek isterim.

Burak neden sürekli Leyla’nın bacaklarına baktı? Hayır ben Burak’ın önüne yatacak en az 100 kişi bulabilirim nedir bu çocuklardaki bu açlık?

Tozludereli bir başka alev topu da Leyla biliyorsunuz. Ben Leyla’yı hiç sevmem, paçozlukta üstüne yoktur ama onunla ilgili hoşuma giden bir şey keşfettim: Leyla bu süprüntü halinin farkında ve bence bunu seviyor. Galiba bu Leyla’yı sevdiğim anlamına gelmese de hoşuma gitmesini sağladı. Faruk’a full bacak çıkışı (Ayşe’nin de dediği gibi Faruk’un birden fazla sahibi var dikkat et Leyla, ya da bırakayım parçalasınlar seni) ve Burak’ın eline telefon numarasını bırakışı hareketli olaylardı. Tozludere’ye Burak ile gittiklerinde, çocuğunun babasının başkası olduğu ortaya çıktığı için rahibe gibi giyinerek kendisini temizlemeye çalışan Reyhan Arsen ve Orkun’u, Tozludereliler’i evlerinden yaka paça atma planları yaparken yakaladılar. Leyla ve Orkun burada ve sosyal medyada fragmanlardan sonra çok fazla konuşuldu biliyorsunuz. Ben Prenses Orkun’un, Leyla’ya çok çok fazla olduğunu düşünüyorum ama Leyla’nın açık açık ''Bir seni bilmiyorum,'' yazılmalarına Orkun’un, Leyla birden arabadan inince gıkını çıkarmadığı cool tavırları karşısında ve belirli bir cinsel elektrikleri olduğunu düşündüğüm için çok pis sevişeceklerini düşünüyorum. Zaten Altınkoy gençlerinden bir tek Hale ve Orkun’un sevişme özellikleri yüklü biliyorsunuz. Onlar da birbirleriyle pratik yapa yapa öğrendiler. Yani Orkun ve Leyla birbirlerini tatmin ederler, Burak yine tek başına! Ben sana dedim Burakcım, Tuğçe’yi kafala diye! Bu bölüm Tuğçe yoktu, bunu Eda, Hale ve Burak’ın spor saatinde olmamasından anladık. Tozludere Kardeşliği (teşekkürler Orkun) hakkında üçlünün konuşmaları eğlenceliydi ve Burak, Leyla-Yaman ex aşkına Mira-Orkun ex aşkını hatırlatarak doğru bir şey söyledi. Hale’nin de Altınkoy TeenVIP’ler olarak Tozludere Tayfası karşısında yenildiklerini kabul eden surat ifadesi beni bitirdi. Tehlikenin bir tek Hale farkında. Yavaş yavaş asimile edecekler Altınkoy TeenVIP’leri. Önce safkanları yok etmek için kombinasyonlar yapacaklar kesin. Yakında Tuğçe ile o Orkun’u vuran manyak da olur. Düşününce şu christmas special’daki geçen senenin yılbaşı flashbackini; Leyla ile Yaman beraberdi, Mira ile Orkun; Hale de ilk hamlesini yapmıştı. Yaman’ın mükemmel doğallıktaki başarılı apaçi dansının bonus olduğu sahnede Mira ve Orkun da kusursuzluklarıyla duruyorlardı. Şimdi eşler o kadar değişti ki bakalım neler olacak. Belki Leyla’ya karşı Mira ile Hale eski günlerin hatrına tamamen barışırlar. İnişli çıkışlı, arada paylaşılamayan erkekli çok güzel bir kız arkadaş ilişkileri var çünkü.


Mert’in karakolda, gizli katil babasına saldırdığında polise parmakla olayı göstermesi kahkahalara sebep oldu.

Geçen bölümden beri beni aşırı derecede zevkelendiren Mira dışındaki bir diğer karakter de Mert, pardon ASIM MERT! Sonunda Eylül’ün galp babası Barış da, boş zamanlarını kişisel gelişim kitapları okuyarak geçirdiğini anladığımız Gamze’nin tabiriyle Asım Mert ile iyi ‘iletişim’ kurdu. Vecihi tam anlamıyla güzel bir göndermeydi de, ben Vecihi’yi çok severim. Bu yüzden Vecihi sen ol Asım Mert. Ya, şu Asım Mert’in polisiye olayları da çok güzeldi (tabii ki Asım Mert polisiye dizileri hatmedecekti). En çok sevdiğim sahne Yaman ile olayın canlandırmasını yaparlarken, Asım Mert’in Kenan’ın üstüne düşmesiydi. Bu kadar çocuksulaştı diye Asım Mert’in alkı başında bir insan olmadığını düşünmeyin sakın! Asım Şekip Kaya’ya, Ada’nın DNA Testi sonuçlarını vermesi ve söyledikleri çok çok iyiydi. Asım Şekip Kaya’nın üstü kapalı konuşmalardan bir şey anlamaması, DNA Testine ''Kepazelik,'' demesi ve Asım Mert’in konuşmanın sonunda ''Şu an benden nefret ediyorsun, yüzünden anlıyorum!''demesi çok güzeldi. Asım Şekip Kaya, Ender ve Asım Mert’in o sahneleri resmen akmış. Çok rahat lekesiz bir sahneydi, çekiminin de nedense çok kolay olduğunu düşünüyorum. Neyse Asım Mert ve dedesinin beraber çok sevimli olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, bu ikisi daha çok sarılsın ya!

 

Asım Mert böyle coşarken dedesi de destan yazdı bu bölüm. Asım Şekip Kaya, kameraların burnuna soka soka küpelerini gösteren Bade’ye iyi posta koydu. Bir de Bade ayrılığı kaldıramadı, çeşitli basitlikler yaptı küpeleri fırlattı ama nafile, Asım Şekip Kaya yemez. Bade de öyle yerde fırlattığı küpeleri aradı işte sonra. Ayh galiba deliricem, Bade’nin yerdeki küpeleri araması harikaydı ya! Bu arada elveda Bay AŞK, merhaba Asım Şekip Kaya! Adam Sude’ye gerçekten aşık olmuş belli. Yani Faruk yanıldı. Bu arada intikam yemini kendiliğinden yüklü olan Sude, gazetecilerle falan bir şeyler karıştırdı ama anlamadım. Şükran’a daha sert davranabilirdi bir de, diş fırçasıyla tuvaleti temizleyip sonra Şükran’a dişlerini fırçalamasını emredebilirdi. Geçen bölüm sonundaki masum öpüşmelerinden sonra, Kenan ile Sude’nin şu gizli-kaçak durumları çok seksi ya, alev alev ekrandan taşıyor. Sude, Dark Knight Kenan’ı arabasına falan aldı ya Hungryghost’a götürme bahanesiyle, Kenan fazladan asılmasa güzel bir sahne izleyebilirdik ama tutamadı kendini. Koku olaylarını fazla abarttı Kenan. Ancak bu durumun da üstesinden geldi aferim. Sude arabayı durdurduğunda Kenan’ın kendisi inmeseydi de Sude, Kenan’a ''İn!'' deseydi, Kenan kaybetmiş olurdu. Başka da şansı olmazdı. Ama Kenan indi ve Sude’yi ‘boş’ istemiyorum'larıyla yalnız bırakarak kadının dengesini bozdu; öne geçti. Yalnız dikkat edilmesi gereken bir husus var: Hale! Yine en sevdiğim laflardan birini, 'yılan yılanı gözünden tanır''ı söylemek istiyorum. Hale, Sude-Kenan çekiminin kokusunu aldı ve sadece bununla yetinmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Hale büyük lokmayı almadan sahadan çekilmez.


Sedef’in artık diğer karakterlerden çılgın bir ekiple selfie çekmesi gerek, geç bile kaldı. 

Jamal Hammadi tabii ki de Sedef’in g.b.f.’i olacaktı. Başka kimden dolayı Jamal Hammadi hikayeye dahil olabilirdi ki? Zaten gelir gelmez Hunk Kenan’ı çekiştirdiler iki arada bir derede. Mira, Eylül ve Eda da koştura koştura geldiler. Eda yine büyük bir faildi. Dizideki en tırt ingilizceye sahip kişi olarak karşımıza çıktı. Sönük saçlarını Jamal Hammadi’ye göstereceğine git Doruk’a ''Saçlarını kestir,'' de. Çocuk olmuş kabar kabar. Madem Jamal Hammadi kendisi olarak gerçek bir special appearance yapıp MedCezir’e geldi, Francisco Lachowski de gelsin (OHA, Francisco Lachowski= Sedef'in kocası Lance!?!). Ortak nokta Serenay Sarıkaya değil mi? Sedef’in olaylı açılışının öncesinde gerçekleşen bir husus beni mest etti. Tabii ki de Orkun ve Sedef kankaların tamamen barışmasından bahsediyorum. Orkun gerçekten vicdan azabı çekiyordu ve Sedef de böyle şeyleri uzatmayacak kadar görmüş geçirmiş bir kadın, insanlardan bir şey beklemiyor çünkü. Faruk’a biraz ayar verdi bu bölüm ama yine kendi mükemmel tarzıyla. ''Dağ gibi evlilik yıkıldı,'' sözüyle sevgili Sedef, yuva yıkmayı bile asil, cool bir hale getirdi. MedCezir çok güzel ezber bozuyor. Bir ezber daha Asım Şekip Kaya’nın, Ada’yı koluna takıp açılışa gelmesiyle oldu. Asım Mert’in dedesini yönlendirdiği bir gerçek ama Asım Şekip Kaya çok klas adam ve kızını sahiplenmesi bizim evde çeşitli zıplamalarla kutlandı.


Selim’i sevmiyorum ama hem bu çift ayrılmasın, hem Ender üzülmesin.

Ve gelelim sevgili Selim Serez’e. Ay yok ya, sevmiyorum falan ama hapisler ne ya? Bir daha kimseyi gerçekten sevmediğimi itiraf etmeyeceğim sonra vicdan azabı çekiyorum işte böyle. O adamı kardeşleri öldürdü, orasını kız kardeşinin yas için taktığı örtüsünü bir hışımla çıkartmasından anladık ama Selim’in arabasına eldivenleri kim koydu? Hasan-Giray-Kenan üçlüsünün entrikaları bu olayda ne kadar rol oynadı? Sürekli pipisiyle oynayan çocuklar gibi eli kravatına gidip duran Hasan, polisler Kenan’ı götürecek diye öyle sırıttı bence ama eğer adamı öldürdükten sonra dönen para muhabbetlerindeki ‘Nadir’, bizim twitter fenomeni Turunç Nadir ise belki de Hasan hala Turunç Nadir’in adamı; o koydu eldivenleri Selim’in arabasına. Bir de tutuklamak ne ya? O mahkeme kararıyla olan bir şey değil mi? Adamı mahkemeye çıkarmadan tutukladılar; önce bir gözaltına alın! Off neyse ne, hadi Altınkoy, göreyim sizi! Şimdi birlik olma zamanı, kurtarın Selim’i. Asım Şekip Kaya’sından Safari’sine herkes elinden geleni yapacak eminim. Serezler sıfır dedim ama has adamları diskalifiye olsun hiç istememiştim.

NOT: Otizm Farkındalık Ayı duyarlılığı için MedCezir’e teşekkür ediyorum. Özellikle de otizmle ilgili yanlış bilgilere yaptığı vurgu için.