Mira ve Eylül’ün kıyafetleri bu bölüm iyiydi. Yavaş yavaş karakter tarzı oturuyor ve böylece olmadık şeyler bile kabul edilebilir oluyor.

Önce geçen bölüm kaldığımız yere bir bakalım. Bazı şeylere çok üzüldüğüm için fark edememişim ama sahne efsaneymiş. Beni skype’tan biri aradığında bilgisayar iki cm uzağımda olsa yetişemem ve o an zihnim tamamen boş olur. Orkun neler düşündü ne hareketlere girdi öyle? Kafasının hızlı çalışması konusunda çok iyi prenses. Mira’nın o delici, heyecanı tavan yapan müzikle banyodan çıkması, Orkun’un kaltakonizm bakışları ve sonra Yaman’ın ‘Tozludere-elem’ introsu eşliğinde etrafı kırıp dökmesi çok güzel olmuş. Yaman da beklediğim kadar tepki vermedi aslında. Bir ara Mert, beraber uyursunuz dediğinde "Artık kimsenin kimseyle uyuyacağı yok," dedi; orada benim de Yaman’ı fabrikadan yeni çıkmış, el değmemiş, terleten sentetik çarşaflarda yatırasım geldi sadece. Bebeksi Mira her şeyden habersiz haklı davasında ilerlemekte ancak sevgili Yaman’ın da bu bölüm gözünü karartıp hatalar yaptığını görmedim dediğim gibi (bir tane dışında, ama ona sonra geleceğim). Yaman-Mira ayrılığında Mira’nın da sesi çıkınca daha eğlenceli oluyor. Öbür türlü Mira sürekli peşinde Yaman hep Nur Yerlitaş’ın şu capsi modunda geçmiyordu hayat. Hem ikisi de dişli olunca ateşi hissediyor insan. Gerçekten Yaman ve Mira match point! Mira zaten çok helak oldu ama Yaman da bu hafta geçen bölüm sonundaki Orkun’un tuzağı üzerine aklı başında davrandığı için sevgisini kanıtladı bence. Çocuk biraz eğitiyor kendisi. Az biraz duygularını ifade etmeyi de öğrense çok hoş olacak. Kardashianlar ve Beyliceler/Altınkoylular arasındaki benzerliği dile getirmiştim. Bu konuda yalnız olmadığımın habercisi o okuldaki çamur kızlara Yaman’ın "Kahve mi burası?" demesi de çok güzeldi. Esas Yaman’ın Mira'ya sevgisiyle ilgili en büyük kanıtını da en sonda anlatacağım.

Tekneyi mi tutsa kendini mi sabitlese? Ben olsam atlamıştım bu gerginliği çekeceğime.

Mert’e gelelim şimdi. Mert’in trip trip olması beni baymıştı ama bu bölüm başına gelenlere gülmedim değil. Tam anlamıyla perperişan oldu. Islak ve ayakkabısız bir şekilde saatlerce bekledi ya, kıyamam. Bir de fırtına çıkınca "Allah’ım neden benimle uğraşıyorsun?" diyor sonra da OKB hastası olduğunu öğrenmemize sebep olan "Tövbe bismillah" tekrarları ile karşılaşıyoruz. Ben bir ara Mert gerçekten ölecek ve Yalan Dünya’ya transfer olacak sandım onu MERT olarak Turkcell reklamlarında görünce ama kefen değil gelinlik giyecekmiş. Mert ile Eylül’ün bu bölüm çok olayı vardı ve ben "İyi bir çocuk olursanız siz de şirinleri görebilirsiniz" izlenimine kapılmadım hiç. Eylül’ün doğum gününden nikah masasına uzanan hikayelerine neyin sebep olduğunu biliyoruz değil mi? Islanan Eylül’ü kurulamaya gelen Mert sebep oldu buna. Saçlarını da falan siliyor ya çok aşktı. Mert ve Eylül’ün evliliklerini destekliyorum, çok severim böyle ivmeleri. Ama ikisine bir şeylerden bahsetmem lazım. Kesinlikle haberdar olduklarını sanmıyorum çünkü. Hayatta cinsellik diye bir şey de var sevgili Eylül ve Mert, bunu bari evlenince atlamayın!

Tatlım Orkun sen Hale’nin yaptığı en iyi şeyin intikam olduğunu öğrenemedin mi daha?

Orkun geçen bölüm kurduğu tuzaktan sonra bu hafta, o entrikaların kitabını yazan Hale’ye tosladı. Şimdi Orkun seni çok severim bu bir sır değil ama sen giderken Hale dönüyordu tatlım. Hale’nin canını yaktın ve bedelini ödedin. Kenan da sonunda bir kötü kadına ilişkilendirilince nasıl yine işlevsel oldu. Kesinlikle adamın olayı çok kötü kadınların buyruğu altına girmek, onlar tarafından sırtının tırnaklanması falan. Orkun’un Hale’ye "Bu sefer beni avlayamayacaksın!" demesi ve Hale’nin geçen bölüm "Mira yine Yaman’ı kapmış," demesi tam bir bitchionary değil mi? Vakit kaybetme bence Orkun, sen kesinlikle Hale’ninsin! Hale bir de Orkun ve Mira’yı tekrar birlikte sandığı halde artık hiç Mira’yı suçlamıyor ya bayılıyorum. Sisterhood böyle bir şey (ha, zamanında öldürmeye çalıştı o ayrı). ABD’de Empire state of mind diyen ve şapkasıyla takılan Orkun ile Mira b.f.f.’liğinin dirilme olayı demek ki Mira’nın bir atak geçirmesi. İlk atağı Tozludere’de olunca ben Nevin zehirledi sanmıştım ama öyle değilmiş. Galiba bu sırrı bir tek Orkun’un bilmesi işleri düzeltecek bir şekilde. Bu bölüm Orkunstar ve Çokoprens’in dalaşmaları da keyifliydi. Ben ikisi naylonlara ve varoşlara girince sevmiyorum ama bu bölüm tatlı atıştılar. Yine de bir Eylüller’in evindeki olaylı yemek atışmaları, örnek evin boya badanası sırasındaki şarkılı ve geçen sezon sonuna doğru dateleşmeleri değildi.

Bir elini tuttu diye histerik aşık oluyorsan seninle ne yapacağız bilmiyorum Telef Elif.

Peki ya Elif? Valla Elif’in bu halleri bende bağımlılık yaptı galiba. Onda hafif bir Rachel Berry havası seziyorum. Böyle çok konuşuyor, kötü espriler yapıyor ve içinde bir nine yatıyor ya, harika. Ada ada ada diye Yaman’ın bile başını şişirdi. Bak Ada’nın adını anmak tehlikelidir sevgili Elif! Bu arada Yaman’ın birisine gözlerini devirebileceğini düşünmemiştim ama Elif bunu da başardı.Yaman ve Mira’nın arasındaki gerçek şeyi görünce, Yaman’ın (bahsettiğim tek hatası) elini tutmasının hızıyla Leyla’nın facebook’una baktığına kendi kendine utanmıştır herhalde. Leyla’yı artık çok seviyorum bu arada. Turunç Nadir’in belgelerini karıştırıp, Yaman’a anlattığı hikaye harikaydı. Evet Leyla evet, yazıcıdan düşmüştür o belge ve Almanca’dır ahaha ya! Bu arada Yaman biliyorum, Orkun’un dediği gibi her şeyi en iyi şekilde yapma takıntın var (gerçekten Orkun, Yaman’ı çok iyi tanımış ya bu hissiyat sadece düşmanlıkla mı sınırlı kalacak bunlar ne zaman bestie olacak?) ama merak etme Elif herkes nasıl dönüyorsa öyle döner adadan.

Sedef’in ‘walk of shame’ ifadesi.

Ebeveyn takımına gelelim. Bu hafta gençler nasıl harikaysa onlar da çok şapşiktiler. Tabii ki komedi dizisi izleme peşinde değilim ama komikli dramaları hep sevmişimdir. Hayatta da böyle değil mi, ağlarken dan diye gülebilirsin. Normal hayat içerisindeki durum komedilerini ve absürdlükleri çok seviyorum ve MedCezir de bunu çok iyi veren bir dizi. Bölümün bütün komikliliğine rağmen Selim’in Sedef ile içtikten sonra gece eve döndüklerinde, ışıkları kapalı odasını görmesi eminim hepimizin boğazında koca bir düğüm olmuştur. Yasın evrelerini görmeye devam ediyoruz burada da. Her şey olup bittikten, bütün tantana sonra erdikten sonra yeni hayat ile eskiyi karşılaştırmak ve eskiyi özleyerek yaşamak bu. Üstelik bu özlem sen ölene kadar da sürecek. Ender hayattayken o ışıklar Selim geldiğinde hep açık olurdu çünkü rahmetli hep beklerdi.. Ebeveynlerin top’ı Sedef’ti bu hafta. Uzun zamandır sadece Güzin Abla gibi takılan Sedef, sonunda sahalara döndü ve ihale olayında harika bir blöf çevirdi. Selim ile meyhane sahnelerine de bayıldım. İlişki gibi ilişki, dostluk gibi dostluk. Acaba patlar mı diye beklediğim Sedef, içkinin etkisiyle çözüldü sonunda. Evet hayat böyledir işte Sedef başını derde soka ede, gönlünce yaşaya yaşaya bu birikimi kazandı ve sevdikleri korumalı bölgelerden çıktıkça bunu onlara verecek tabii ki. Boşuna demiyoruz Altınkoy’un jokeri diye. Deniz’in internette daha rahat olduğunu yüzüne söylemesi kahkahalara boğsa da eminim kötü niyeti yoktu. Ama Sude kaynanalık genleri yüzünden Deniz’e lafını gayet kötü niyetle soktu. Sude’nin çok büyük bir gaflet anında Turunç Nadir’i ayağına doladığını ve bu bölüm vekaletiyle iyice Altınkoy’a bulaştırdığını biliyoruz, yani anladık. Off Sude off.. Gerçekten niyetinin aileni korumak olduğunu ve sadece kendini oyun dışı hissedince gözünün hiçbir şeyi görmediğini biliyoruz. Ama ne Selim’in ne de Sedef’in senin düşmanın olmadığını anlaman lazım. Bu sefer hilen seni götürecek, oyunda yanacaksın! Umarım Turunç Nadir olayında adamın foyasını ortaya çıkartmada Orkun ile ikiniz iyi iş çıkarırsınız çünkü sarı saçlarınıza bulaşan bu çamuru ancak böyle temizleyebilirsiniz. Sedef ve Selim’e kızdığın sahnede dediğin gibi olayların senin ince entrikalarınla çözülerek bitmesini ve haklı çıkmanı istiyorum. Sedef ve Selim, senin sözlerine dalga geçer gibi baktılar ama yüzlerinde sevgiyi gördüm ben, sen de gör! İnsan ancak sevdiği birisine böyle muzurca bakar. Diğer oldies but goldies üyelerine bakarsak; Asım Şekip Kaya hala çok klas. Acaba koğuş arkadaşları nasıl, kimler çok merak ediyorum. Faruk desen yine işleri batırmış mı ne, anlamadım. Ya Faruk sen kim, iş kim yani? Sen işte mature dream boy olarak takılacaksın. Parayı marayı sorun etmeden yaşamak istiyorsan Sedef ile evleneceksin yani. Yoksa bak zengin ve çok yaşlı kadınların hedefi olursun ‘günübirlik seviyesiz ilişkiler’ isterler senden görürsün. Bu sezon Faruk’a çok kızıyorum hem sessizliği hem de bu halleri yüzünden. Gerçi belki de Sude’ye verir o parayı, ne bileyim bilemedim. Ebeveyn kadrosuna bu hafta Sude’nin velisi olarak da Beren’i dahil ediyorum. Faruk sırf baban diye, annenle öpüşmesini desteklemediğin için seni tebrik ediyorum Beren. Eski romantiklerden kimse kalmadı. Bunu senden daha iyi gören yok! Hayattaki rakiplerin Sedef ve Hale. Eskiden anneciğini ve cici babacığını da bu listeye alırdım ama onlar çok savruldular.

En çok nikah memuru merak etmiş gibi değil mi?

Yaman’ın Mira’yı sevdiğinin en büyük kanıtı ise Eylül ve Mert’in nikahına gelmiş olması. Mesela ilk gelen Mira olmadı bu da güzeldi. Biraz Yaman’ın gönlümüzü alması gerekiyordu bence oldu. Kapıyı kim açtı bilmiyorum. Birkaç ihtimal var;

A) Mira, Orkun ile bu sefer fake evlilik planladı geldi,
B) Mira silah ile düğünü bastı,
C) Mira, ‘’Yaman evlenme’’ demek için geldi,
D) Adadan kendi fiziki imkanlarıyla dönen Elif, doğal ortamda koku alma yetilerini genişleterek Yaman’ı kokusundan bulup geldi,
E) Selim hukuki ilişkileri sayesinde nikahtan haberdar oldu, engel olmaya geldi.

Umarım Mira evlenme demek için gelmiştir de, hem onlar barışır hem de Eylül ile Mert evlenir. Geçen haftaki aslında Orkun’un Yaman’a online striptizi olan ama Yaman’ın Mira ile yattıklarını sandıkları şeyden sonra Yaman, Mira için "Orkun’un helali" diye düşünmedi geldi ya gerçi, Elif koklaya koklaya Yaman’ı bulsa bile olur artık, hiç sorun değil. Günlük dizilere benim de zaafım vardır ama Turunç Nadir’in foyasının ortaya çıkmasına engel olduğu için o gazetecinin arkası yarın izlemesini affedemeyeceğim. Yine de o olayı da bölümün tavan noktası olarak kabul ediyorum, öpüyorum.

NOT: Buraya da Orkun'un bu bölümki bonusu olan ters taktığı şapkasının penceresinden fırlayan buklesini bırakıp, gidiyorum.